Ütopik


Şafağa 2 saat vardı.
Geniş kanatlarını açıp derinliğe atladı. Karşıdan gelen 2 oku refleksleriyle atlatıp cehennem çukuruna pike yaptı.
Cehennemdekilerin sıcak nefeslerini hissediyordu. Onlarda uzun ve yılansı dillerini ona uzatıyorlardı.
Asil bir cennet savaşçısı için çok aşağılayıcı bi durumdu.
Fakat koruması gereken bir cennet ve meleği vardı.

cehennemin duvarları şimdi parçalanıyordu.


Gümişi zırhı onu korumaya yeterdi. Taş zemine indiğinde 4 ucubenin üstüne geldiğini farketti. Beyaz ve kutsanmış çelikten kılıcını çekti.

Kara baltasını üstüne vurmak isteyen ucubunenin başını kesti.
Gümüş kılıç kanı tatmıştı.

Diğer 4 ucubeyle dans edercesine savaştı. Hepsi öldüğünde ortadaki kutsal şarap dolu kazana yöneldi. İçtiğinde tüm güç ona geçecekti.

...ama iblis
Dur.

İblis'in söylediği sözleri anlamıyordu. Elini kazana attığında boynundan bir akım geçtiğini farketti.
Kaskatı kesildi ve düştü.

kaybetmişti.
kaybetmedin!!


Bu meleğin sesiydi. Onun meleğiydi bu.

Kanatlarını kıpırdattı.

İblisin sırtı ona dönüktü.
Kılıcını çekti ve iblise sapladı.
Son bi hamleyle iblis ona son sözlerini söyledi.

Yere düştü tekrar...Gırtlağında bir sıcaklık hissetti.Tükürdüğünde kanı farketti.
Ölüyordu...

Yalvardı...lütfen gel.
Meleği ordaydı. Başını dizlerine koydu ve onu öptü.
Dudaklarındaki kanlar silinmişti.


O sabah güneş doğduğunda herkes mutluydu.
Fakat onlar çok uzaktaydılar.

0 yorum: