Neden?

Çıktığı yokuşların ardı arkası kesilmezdi hiçbirzaman.Ruhu yorgun bir postacı misali kanatlanıp uçmak isterdi yerinden.Uçamazdı ama çakılırdı kanadı kırık bir martı gibi...

Çakılırdı...

Uçurumun kenarına geldiğinde karşısındaki şehrin sülietine şöyle bi baktı.
Gökdelenler...ve altında ezilenler.
Onlardan biriydi...

Ezilenler..

Başını aşağı indirdiğinde ulaşacağı yerin orası mı,
yukarı kaldırdığında orası mı olacağını sorgulardı hep.
Sorgulamak...aptal olmayan herkesin yapacağı bişey.
Verilmiş beynin yaptığı en doğal eylem.

Sorgulamak.

İleri bir adım attığında bir sonraki adımında düşeceği boşluğun anlamsız olduğunu farketti.
Anlamsız boşluk.

Boşluğu sorgulamaya başladı.Anlamsızlığı sorgulamak.Nedensizliği sorgulamak.
O hep bunu yapmıştı.
Ama çarklar böyle dönmezdi.Sonuç sorgulanırdı...Neden değil ve nedenin getirdiği anlamsızlık değil.

Cansız beden...Sonuç buydu.

Adımını geri attı ve döndü.
Artık insanların sonucu sorgulamasına tahammülü yoktu.
Bugün yapmak istediği şey bi gün gerçek olacaksa böyle değil.Basit bi şekilde olmalıydı.Sonucu belli...Nedeninin sorgulanması gerekmeyen.

Gülümsedi ve bi sigara yaktı.Patikadan inip arabasına bindi. En sevdiği kasedi takıp şehre doğru yola koyuldu.Nedenlerine neden katmak için.

0 yorum: