Ağlama Vakti son defa

1 Yıl Sonra

Buraya gelip yazacağım aklıma gelmezdi aylardır. 1 yıl olmuş yazmayalı şaka maka. Unuttuk gittik pij oldu tabi blog.

Aslında burdaki yazıyı şu an için beni tanıyan kimsenin okuyacağını tahmin etmiyorum. Okumasınlarda zaten :).

Yaklaşık 1 haftadır tüm iletişim kanallarımı kapadım. Kafa izni mi diyorlar ne diyorlar. Ondan işte. Neyse daha 2-3 hafta devam edeceğim.

Yalnızlık zor zanaat , yani bundan kastım gün içinde görmek zorunda olduğunuz insanlar hariç.

Öyle yada böyle insan alışıyor tabi. Keşke çok önceden yapsaydım bunu. Çok şey değişti şimdi oturup anlatsam sabaha kadar gideriz. Okurken sıkılırsınız ondan birgün dışarda denk gelirsek sorun anlatayım. Keyifle anlatırım herşeyi.

Neyse öyle bir hal hatır faslı olsun...

Eyvallah

Not : eğer bunu okursan. sen kendini biliyorsun. üşenme bi geçmişte senle ilgili yazdıklarımı da oku. ben okudum hem mutlu oldum hem içim buruldu çok... senin amına koyiyim.

İçimi döküyorum

Bayadır bi ilgilenmiyordum. Aslında şu ilgilenmediğim süreçte aklıma şuraya yazsam muazzam olacak bi çok şey geldi. Lakin vakit bulamadım , üşengeçlik falan. Olmadı yani.

Bu gecede oyunlar aleminden kafamı kaldırıp bi bakayım dedim. Açtım inceden müziğimi de , öyle bi estirdi yani. Bişeyler de karalayalım , bi daha böyle ortamı tütsü yaksak bulamayız...

Bayramdı bugün malum , geleneğe göreneğe bağlı olmak güzel bence. Aile ziyaretleriydi falan filan yılda 1-2 kez olan şeyler , 1-2 kez görülen insanlar , hep aynı muhabbetler.

Ritüel gibi. Hoş yani. Cool değil anladım da , hoş.

Belki dayatılan bu olsaydı , cool olabilirdi.

Neyse gene eleştirel tarafım kabardı.

Bu akşam bunlara gerek yok. Şaka maka nerden getirdim muhabbeti şimdi buraya.

İyice umursamaz oldum bi çok insana karşı. Ama inanın güzel bu. 17 yaşında olupta 40 yaşında gibi takılandan , ergenliğini kutu kola içinde geçirenden , ne istediğini bilmeyen maymun iştahlılardan uzak kalıyosunuz. En azından olduğum gibi yaşıyorum.

Bi yandanda mutluyum , dertler bi taraftanda , gülüyoruz ya. Aman siktiret diyebiliyoruz.

Mesela geçen düşündüm , yerinde olsam intihar ederdim dediğim ne çok insan var.
Sonra düşündüm... Neden ki ?

Ne olacak yani , gülebiliyoruz işte , gülebiliyosun. Ölmeye değer ne var ki...

Sevdiklerimiz var , biliyorum. Ona da diyecek sözüm yok.

Ondan hani bana naber aga dediğinizde " uğraşıyoruz işte..." diyorum.

Uğraşıyorum hakikaten , yaşamım dolu geçiyo iyi kötü.

Hadi bakalım gecenin şarkısı da geldi

Demet Sağıroğlu , Bir Vurgun Bu Sevda...

Sorgu , Sual

Yaz sıcakları var , rüzgarları da var.

günler geçiyo

herşey değişiyo.

mutluyum.

umutluyum.

o bunaltıcı sıcakta çıkılan balkon gibiyim.

balkonum olur musun ?

:)

finaller de bitti. gece kalkıp bişey izleyemiyoruz.

dünya kupası çok sıkıcı.

nba 2k10 savem gitti.

neyse neyse

hadi iyi uykular , uyuyo taklidi yapmayın :D , yatın len.

Seni Seviyom

Mayıs yağmurunda

Utanıp öpmesende beni

ne yapayım seviyom seni.

bu da bi şiir olsun benden.

Dakikaların içine SIK-IŞ-TIM!

Sabah uyanmak , 06.15
Gelen ilk otobüs 07.15-20 arası , yetişemezsen ikincisi 28-32 arası.
Yol 20 dakika , 2. otobüsle 30 dakika
İlk otobüsten sonra yürüyüş mesafesi yaklaşık 8 dakika. 2. otobüs ise 3 dakika.

Ders 45 dakika. Derste uykuya dalmak en az 10 dakika.
Tenefüs 10 dakika , olimpik'e gidip dönmek 4 dakika.
Hocanın sınıfa gelmesi ortalama 3 dakika.

Okul çıkışı 14.50

Otobüse binmek 16.55-17.05 arası

yol 20 dakika.

Hayatım geçen dakikalar ve yaşanan tedirginliklerden ibaret.

Bu ne zaman bitecek sorusuna cevap aramak ?

I am Amazing...



Hastalıkla uğraştığım şu günlerde enerjimden hiçbirşey kaybetmiyorum.

Siktiri boktan boğaz ağrısı ve sabahları kalkerken yaşanacak çileye rağmen ( iğrenç bi boğaz tadı , sinüsler dolmuş , ıyy..) bunlara değer arkadaş.

Dehşet kilo verdim. Ha ihtiyacım var mı yok fakat bu dalga bana kilo verdirdi. Basket oynuyoruz paso arkadaş.

It's amazing ... so amazing!

Ve nitekim play offlar başlıyor.

Go Cavs Go!