: /

bugun zaten zor bi gündü.

ama güzel bitti.

hep barışmak güzel.

seni çok seviyorum. bu daha güzel.

ama şimdi...

sana ulaşamıyorum.

ne olur bi ses ver.

seni çok seviyorum.

akımlar ve getiri götürüleri , akım genetiği , mutantlar , mitralar ve fark-lılar

Akımlar günümüz tineycır gencliğinin yaşama bakış açısını yansıtan işte panktır , imodur , hipap reptir , metaldir , raktır , kıropaçidir türlü türlü çeşitleriyle kozmopolit toplum yapısının temel taşlarıdır. şimdi bir kıbrıs şehitlerine çıktığında emo sundan metalcisine entelinden tikkysine türlü insanla karşılaşmak garip tabi.

Toplumdaki gruplaşma , kutuplaşma.

Emo faşisti yüz binlerce insan vardır. Belki de bende emo faşistiyim. Ben de tilt oluyorum hani. (:

Akımların insanları ne modlara soktuğunun üstünde başka bi yazıda dururuz. Aklımdaki şey gözlemlediğim olaylardan yola çıkıp bazı rahatsızlık duyduğum şeyleri aktarmak. Sonuçta herkes bir güruha bağlı olmak çabasında ve şeklini şemalini belli ediyor. Sonuçta insan olmanın bir getirisidir. Herkes bir akıma dönem dönem kapılır ve yer alır bu akımda.

Mitralık ve Farklı-lık adını taktığım bir olgu vardır da o da şudur , kimi insanlar kafalarında felsefelerini , kavramlarını oturtmuş ve hiçbir güruha takılmadan herşeyi dinlerim , herşeyi giyerim , akım insanın kendine yakışanı giymesidir modundaki güzel insanlardır.

şöylede bi not düşeyim , kendimi de burdan sayarım. ha sen emosun , sen panksın dersiniz saygı duyarım. ükelalık etmeyelim. hepimiz insanız hatalarımız olacaktır.

Mitralar gözümde kendine yakışanı giyen , kültür bakımından bilgili fakat bilgisini sürekli bağıra bağıra söylemeyen hoş hanımkızlarımızdır.

Farklı-lar ise yine kendi tarzı belli , dinlediği müzikten tut hobilerine kadar elinden geldiğince araştıran okuyan bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayan , kendini güzelce ifade eden düzgün konuşan abilerdir.

Akım genetiği ise hepinizin bildiği gibi işte kılıksal boyutlardır , kafasal boyutlardır. Ha kimi akımların genetiği vardır misal bi metal genres kafası olan adamlar vardır tanıdıklarımın çoğu yani en azından o kültürü tam anlamıyla sindirmiş olan adamlar çok sağlamdır. ama tabi herşeyi gösteriş olsun diye yapanlar vardır ki hiçbi alt yapı olmadan ortaya çıkarlar. hani onlarda fıstır. emonun bile emo kültürünü almışına saygım var.

Mutantlar vardır bide. Mitra yada Farklı olma çabasında olan sırf cool görünmek adına Nietz...Niçe muhabbetleri yapan. Ekşisözlük bilgileriyle atıp tutan. Ultracool görünmek adına abuk giyinen şapkalar takan fotoğraf çeken tipler vardır. hiç hazzetmem. kendileri tamamen kültür mutasyonudur. her şey enjekte edilince doğal olarak bünyede patlama yapar. böyle tipler çıkar ortaya. hoş değildir bilmişlik taslamaları ortalık yerde.

bunlar özetten ilk paragrafı yazmak anlayan ilkokul öğrencisi mantığındadır.

her ne hata ettiysem affedin. içimi döktüm.

Bir kültürü mü ? Bir akımı mı ? Neyi sahipleniyorsanız sahiplenin onu yalayın yutun hayatınızı ona göre ayarlayın. Farklı yada mitra mı olacaksınız tamam o da kabul , onu da gösteriş için değil cidden öyle olmayı sevdiğiniz için yapın.

canımı yeyin.

hadi afiyet olsun.

Mazın ve ötesi

Hayatta bazen

bazı şeylerden vazgeçip , umursamadan

hiç kimseye , hiçbirşeye ihtiyaç duymadan yaşayabilmek

böyle bir seçenek olması.

zor fakat gerçekten özgürlüğe kavuşturacak bir seçenek...

suratı patatese benzeyen hocaya bi tokat atıp camdan atlayarak sınıftan koşarak kaçmak olsa keşke...

veya ne bileyim piyizini hocanın avel avel bakan suratı önünde yapmak.

bir gelecek olmaması , umutlarının olmaması.

evet hepimiz umutlarımızın kölesiyiz...

zincirleri kırmak çok zor.

saygılar tyler abi...


( fight club kuruyoruz kayıtlar texen'e ... :) )

Çılgınlar gibi

Bu bu bloga yazdığım 92. kayıt olacakmış.

92 kayıt lan dile kolay.

Özen gösteriyor muyum hani düzenli yazayım vs. ? yok.

çok da fazla okunmuyo. sorun da yok. zaten kendime yazıyorum ben size ne hemşerim ?

günler birbirini kovalarken ben hayatın anlamını aramayı sktiretmiş bir şekilde düzensizliğin düzen olduğu topraklarımda hüküm sürmekteyim. Şuan kapaklarıma yapışan lanet çapağa feci sinir oldum. sitop.

bu torrent dalgası ile ilgili konuşacaktım. sonra vazgeçtim. ama anlatayım yine de vatana millete hayırlı bi iş olsun.

arenabg ye üye olun. üyeliğin açıldığı günleri takip edin ve zamunda ya üye olun. uTorrent indirin. sonra arenabg veya zamundadan çektiğiniz torrentleri programın içine atın. gelsin dovnladlar.

bu gece çok feci yağmur yağdı. hani öyle böyle deil. ama bianda oldu. tanrı ağlıyor , tanrı attırıyor , tanrı hınkırıyor. hapşırdı heralde.

bende açtım perdeyi bi izledim şöyle. dedim şimdi soyunmak var aşağıda çıplak gezmek var. hani yapabileceğimden değil de , bari sırf üstümü çıkartsam.

zor cidden kalıplar , ahlak kuralları vs. çıplaklık ayıp olmasaydı ne garip olurdu dünya. belki o zaman cinsel sapkınlıklarda olmazdı. hani seks falan ayıp olmasa.
şaka maka doğal bi ihtiyaç ayıp yani. öyle herkes birbirini adam akıllı düzse hiç sorun kalmaz. tabi ibnelik çıkarsa hoş olmaz orası da ayrı.

aslında özgür değiliz. bu sistematik sürdüğü sürece özgür olmayacağız.

american history x ve die welle'yi ard arda izledim. adeta bir ders niteliğinde. bazı fikirlerin olgunlaşmasına yardımcı olabilir. sizlere de tavsiye ederim.

günler geçiyor. hayatlar bitiyor , başlıyor. bende hep bi garip dönence içinde kah mutlu kah mutsuz kah sakin kah agresif geçiriyorum günlerimi. bi düzene otursak ne güzel olacak. herşeye razı gelmekte garip fakat güzel bişey. ezilmişi oynamak.

sabahın köründe bi sikime yaramıycak dersane için uyanmak. o sabah ayazında otobüs duraklarına doğru yürümek. yerdeki su birikintileri...

hayat orda amına koyim. orda güzel hayat.

yoksa küfür mü ediceksin kadere. et. etsen ne olcak ki

takıl kafana göre peeehh...

Islık

füfiyüüttt

füyivfüyivüttt

füyfüyfüyfüyyyfüyyy

...

öğrendim.

yazı yazmak keşke bi resim yapmak gibi olsa. karalasak bi anlam kazansa. üsttekine kimse anlam veremez. sonra "soyut yazılar" falan desek övünsek.

yok yok böyle iyi.

ıslık çalmayı öğrendim daha ne :)

Özür Dilerim

Dün akşamki yaptıklarımdan sonra dün gece olanlar ve bugün yaşadığın şeylerde yanında olamamamdan dolayı özür dilerim. (dıt dıt dıt mesaj ! açmadım daha. inşallah sendendir.) kendimi çok suçlu hissediyorum. Çok doluyum. yazamayacağım daha fazla.

SENDENMİŞ!

Kalıplara bağlı kalmadan yaşamak


Hayatınızı nasıl ortamlarda geçiriyorsunuz ? Hiç etrafınıza baktınız mı...
Nasıl insanlarla berabersiniz? En yakın dostum deyip yanında gülüp eğlendiğiniz kişiler kimler ? Nasıl insanlar ?

Sonra geçip bi aynaya bakın. Siz nasıl birisiniz... Olmak istediğiniz sen misiniz yoksa olmak istediğiniz o mu ?

Hangi kalıplara tıkanıp kaldınız ?

Evet aslında bir çoğunuz klonlanmışcasına aynısınız. Herkes bir modaya bir stile ait olma adına içinde rahat edemediği saçma sapan kıyafetleri giyebiliyor.

Aslında olaya yanlış bir bakış açısıyla baktım. Olaya sadece giyimdir , şekilcilik noktasından bakmaktır doğru değil. Tamam bunları bir kenara koyalım.

Peki ya hisleriniz...

Onlarda mı kalıplara takıldı kaldı.. Gülerken içinizden geldiğince gülmek yerine ; o dönem tapındığınız put gibi mi gülüyorsunuz.

Aslında çok kötü bir durum. Hani revaçta diye onlara bağlanmak...

Size kazandıracağı , dönemlik mutluluklar , anlık zevkler. Hepsi cahil cühelalığın eseridir bana kalırsa.

Ha ben yapmıyor muyum... Belki de belki de bende yapıyorum.

Barda'da bir söz vardı hatırlarsanız.

" Sevinçleri de tarifsiz , kederleri de tarifsiz..."

Tarifsiz yaşayın arkadaşlar. Hiçbir kalıp hiçbirşey sizi rahat ettiğiniz halinizden daha fazla mutlu edemez.

İnsanlar sizi Ali olduğunuz için sevsin. Her ortama uyan Ali olduğunuz için değil.

İnsan silmeyi , yoketmeyi bilin. Ekmeğinizi vermiyor suyunuzu vermiyor.

Hadi tarifsiz günler,geceler...

Mutluluk


Dışarı çıkacağınız bir yaz günü
Evden çıkmadan evvel buzdolabına koyduğunuz şişelerdeki sıcak suların ;
Eve geldiğinizde buz gibi olacak olması.

Bence mutluluk budur.

ağır roman


Savrulurken raconun kırmızı pelerini o zarif öfkeye
Zaman ki sana hasta oluyor, incelikli haytasın
Nüksederken raksına mahallenin maşallahı, eyvallahı
Güzellik bu oğlum...
Şimdilik ölümüne kadar hayattasın

i remember the every minute we shared.


Yalnızlık.
Bugün gittin.
Evet. Hemde tüm planlarımızın içine ederek.
Ama senin suçun yoktu ki...

Boş. Boş hissediyorum. Ciddiyetin farkında değilmiş gibi.
Sakinim fakat içimden neler geçiyor...

pff..

Düz


Ne yapayım... Ben o kadar " yetenekli " değilim.

Sikeyim hepinizi.

" Bir olalım tek beden... İçim içinize aksın..."

oldu mu mınaki...

Vedat Okyar İçin.


Tarifsiz acılar içindeyiz. Söylenecek söz yok gerçekten. En sevdiğim spor yazarı hoşçakal "Güzel Adam".

".... Eşime dedim ki, ‘‘Sakın bana bir şey taşıtma. Biber getir falan yapma. Ben hiçbir akrabamla görüşmem. Senin de akrabaların benim evime gelmesin. Ben akrabaları sevmem, çünkü ben seçmedim. Ben seçtiğim insanla birlikte olurum’’. Bir gün eve geldim, baldız var, bacanak var. ‘‘Bunlar ne’’ dedim, ‘‘Eee, geldiler ne yapayım’’ dedi. ‘‘Eyvah, salatanın limonu yok, alır mısın’’ dedi. Ben de ‘‘Alırım’’ dedim. Evden çıktım, devre arasıydı. 15 gün Yalova'da termalde kaldım. Eve 15 gün sonra limonla döndüm. 38 senedir bak bir daha da başıma gelmedi. Benim bir oğlum var. Eğitimini bitirdi. Bana arkadaşlarım soruyordu, oğlun kaçta diye. Ben hayatımda sormadım ki. Okuyor işte. Böyle de yaşayan bir adamım. "

Fuat Yaman hakkında


Çiçeği burnunda teknik direktörümüz Fuat Yaman hakkında birşeyler söyleme gereği duydum. Beşiktaş'ın Özkaynak düzenlemesinin ilk meyvelerinden olan teknik adamımız geçmişine bakıldığında ve Beşiktaş'ta yetiştiği göz önünde bulundurulduğunda hepimize "Futboldan anlayan bir adam geldi!" mesajı verdi. Ki yapılan transferler vesaire de bunu gösteriyor.

Neyse şimdi Fuat Hocanın teknik adamlığını konuşmayacağım. Dikkatimi çeken birşeyi aktaracağım. Yav Fuat Hoca sen rakı balıkçı mısın ? Gurme misin ? Yav masada oturuldu mu çok güzel muhabbeti olan rakıyı içtikçe kızaran amcalardan mısın? İzmirliymişsinde. Fuat hocam siz nesiniz? Kordon'da sizi rakı balık yaparken yakalamak , rakımı kapıp masanıza oturmak istiyorum sayın Fuat Yaman. Öyle böyle diilsiniz. On numara adamsınız.

Revıleyjın jın jın!!


Ah yeah.

En son çektiğim Update'den sonra versiyon yükseltip tam anlamıyla bir devrime gidiyorum blogumda. Bugünden itibaren aktifleşiyor +'ları arttırıyoruz. Türlü konularda daha fazla şey yazıcam. Bu kadar nadas yeter. Tam anlamıyla tekrar bloglucam heryeri.

Apdeyd.

Yaz tatilimi sürdürürken blogum ile pek ilgilenemedim. Yazma konusunda kendimi nadasa bıraktım diyebiliriz. Havaların şu sıcağında beynimde sulandığı için yazı yazmak pek aklıma gelmiyor.

Şu aralar aklıma takılan en büyük problem Texen Cambassoğluna ulaşamamak.

Zira Kavgam adlı külliyatın kılına zarar gelmesi beni benden alacaktır.

O yüzden şimdilik ilerisi için söz vermemekle beraber eylül ayına kadar "AKTİF" bir blog beklemeyin..

Bi nevi diskoya gittim dönücem..

sex bown sex bown...

Düşünceler

- Ey okuyan. Şuan bu ekrana bakarken sence arkanda neler oluyor?

Arkanı dönüp baktın. Peki tam arkana baktığın sırada pc ekranında neler oldu?
Düşündüğüm şey şu aslında garip bi düşünce tabi. Dünya sadece bizim görüş açımızdan ibaretse diye düşünüyorum ben. Yani gözlerimiz nereye bakıyorsa orası. Göremediğimiz yerler karanlık gibi.

Tabi burda işin içine inanışlar da giriyor. Yani dünyanın merkezinde eğer biz varsak ve herşey bize göre gelişiyorsa.

Yani Ali adlı arkadaşınız geçen gün bacağını yaraladığını size anlatıyorsa. Fakat aslında hiç böyle bişey olmadıysa bu sadece sizin bilmeniz gerektiği için size söyleniyorsa...

Baya baya ilginç. Tabi ömrümüz boyunca buna kafa yormaktansa şöyle 5 dakika düşünüp makara kukaraya devam edebiliriz hertürlü.


" Devrilmiştir abicim... Devrilmiştir."

İçimizdeki Aşkın Bambaşka...


Dün hayatımdaki en boktan gecelerden birini geçirdim.

Maalesef bütün sezon peşinden koştuğumuz her maçına gittiğimiz ( play-off'a da gidebilseydim keşke... sorunlar sorunlar. ) Altay'ımız Kasımpaşaya penaltılar da 5-3 boyun eğdi.

Şimdi ne desek boş. Maç üstüne konuşulacak , yazılacak , çizilecek çok ama çok fazla şey var.

Tek şunları söyliycem...

Bizim sevgimiz o formayı hakkıyla terleten tüm oyuncularımıza. O İzmir yazan armaya.
Gece gözümüze uyku sokmayan armamızın hakettiği yerde olmamasıdır.

İntikam gecikir ama eskimez.

Elbet süper lige dönecek bu takım. Biz yine açıkta yerimizi alıcaz Altay'ımız için.

İçimizdeki Altay aşkı bambaşka...

Ateist ile Şeytan'ın Karşılaşması

Günlerden bir gün bir Ateist yolda yürüyormuş. Çok susadığını farkedip bir dükkana girmiş.

Tam bu sırada dükkanın sahibi kapıyı kapatmış ve karşısına geçmiş.
Ben Şeytan'ım demiş.
Sonra bakınız ne olmuş...

-Ben Şeytan'ım.
-Memnun oldum.
-Nasıl yani korkmadın mı?
-Olmayan birşeyden neden korkayım ki?
-Nasıl neden? Şeytan'ım ben sen inançsız mısın?
-Evet sana da o karşı çıktığına da inanmıyorum. Hatta niye sana diyorum ki? Sen Şeytan değilsin. Normal bi insansın.
-Ama... Ama ikimizde onu sevmiyoruz!
-O veya bu beni ilgilendirmiyor. Ben nötrüm. Sizde dalga geçmeyi bırakında bana bi su verin.
-Saçmalama ben gerçekten Şeytan'ım dedi Şeytan ve kafasını 360 drc. döndürdü.

Ateist şaşırmıştı bu görüntü karşısında. Soğukkanlılığını korudu.
-Bu bi şaka değil mi?
-Hayır dostum bir gerçek... Sen bana inanırsan ve senin gibi herkesi toplarsak dünyanın hakimi olabiliriz!!

Ateist'in dili tutulmuştu...
Ama... dedi.

(sahneye nazar boncuklu bir bulut girer ve şeytan ile ateisti taş eder.)

biter...

Anneler günü

Hepimizin koruyucusu kollayıcısı,ağlarsa bir o ağlayanı annelerimizin hepsinin anneler gününü kutlar ellerinden öperim.

Kim Daha İyi?



Uzun süredir blogumla pek ilgilenmiyorum. Sikko bi tema ile böyle kendi halinde takılıyor eleman. Neyse şimdi ankete gelelim.

Önce iki oyuncunun Fikipedyadaki fikfiklerine bakalım...

Cristiano Ronaldo
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve: kullan, ara
Cristiano Ronaldo Cristiano Ronaldo
Kişisel Bilgiler
Tam adı: Cristiano Ronaldo dos Santos Aveiro
Doğum tarihi: 5 Şubat 1985 ( yaşı 24 )
Doğum yeri: Funchal , Portugal
Boyu: 1.85 m
Mevkii: Sağ ve Sol kanat orta saha , forvet
Kulüp Bilgileri
Bulunduğu kulüp: ManU
Numarası: 7
Altyapı Kariyeri
1993-1995
1995-1997
1997-2001 Andorinha
C.D. Nacional
Sporting Lizbon
Profesyonel Kariyeri
Yıl Kulüp Maç (gol)
2001-2003
2003- Sporting Lizbon
Manchester United
011500(97)
019100(81)
Milli Takım Kariyeri
2003- Portekiz 0620(22)
Son güncelleme: 29 Aralık 2008


Cristiano Ronaldo, (d. 5 Şubat 1985, Funchal) Portekizli futbolcudur.

Ronald Reagan hayranı olan babası bu yüzden ona Ronaldo ismini vermiştir. [1] Profesyonel olmadan önce Andorinha, C.D. Nacional ve son olarak Sporting Lizbon genç takımında oynayan Ronaldo, 17 yaş altı Portekiz milli takımında da dikkat çekmişti. Profesyonel kariyeri yine Sporting Lizbon'da başlayan genç oyuncu, 2003 yılından beri Manchester United'da oynuyor.

İngiltere'de ilk maçına 16 Ağustos 2003'te Bolton Wanderers a karşı çıktı. Manchester United forması ile ilk sezonunda Sir Matt Busby Yılın Futbolcusu ödülünü almıştır. 2002/2003 sezonunda 25 maçta forma giymiş ve 57 gol atmıştır. 2010/2011 sezonunda 39 maçta forma şansı bulmuş ve 8 gol atmıştır.

Pepe Jeans reklamında oynamıştır. Ayrıca Japon otomobil ve motosiklet üreticisi Suzuki şirketinin Suzuki Swift araba reklamında oynamıştır. Bunlar dışında özellikle de Nike şirketinin yarattığı Joga Bonito takımının oyuncuları arasında bulunmaktadır.

Ronaldo 2006-2007 sezonun Kaká ve Lionel Messi'nin ardından FIFA dünyada yılın en iyi üçüncü futbolcusu seçilmiştir.[2]. 2007-2008 sezonunda toplamda 41 gol atarak George Best 'in bir sezonda en çok gol atan kanat oyuncusu rekorunu kırmıştır. .[3]Ligde 31 gol atarak gol kralı olmuştur.Aynı sezon Premier League şampiyonluğunu yeniden yaşamıştır. 2006-2007 yılında yaptığı gibi 2007-2008 yılındada İngiltere'de hem yılın futbolcusu hem de yılın genç futbolcusu seçilmiştir. 1977'de Andy Gray'den sonra bu ödüllerin ikisinide aynı sene içinde almayı başarmış olan ilk sporcudur. Ronaldo 6 Şubat 2007'de Brezilya milli takımı ile yapılacak maçta Portekiz milli takımının kaptanlığını yapmıştır.2007-2008 dünyanın en iyi forveti seçilmiştir..[4]

Kariyeri

Şu an futbol hayatına manchester united da devam etmektedir.

Futbol hayatına Andorinha alt yapısında başlayıp burada MANU tarafından 30 milyon avroya transfer olmuştur.Şimdi dünyanın en pahalı oyuncusu ünvanına sahiptir.UEFA'nın düzenlediği altın ayakkabı ödülünü 2007 - 2008 yılları arasında almıştır FIFA'nın düzenlediği yılın en iyi üç oyuncusunda Kaka ve Lionel Messinin ardından gelir.Ama 2008 ve 2009 yıllarında diğer futbolcuları geride bırakıp birinciliği almıştır.Dünyanın en iyi oyuncusu olarak gösteriliyor.

Lionel Messi

Lionel Messi
Vikipedi, özgür ansiklopedi
Git ve: kullan, ara
Lionel Messi
Kişisel Bilgiler
Tam adı: Lionel Andres Messi
Doğum tarihi: 24 Haziran 1987 (1987-06-24) (21 yaşında)
Doğum yeri: Rosario, Arjantin
Boyu: 1,69 m (5 ft 6+1⁄2 in)

[1]
Mevkii: Sağ/Sol Açık
Forvet
Kulüp Bilgileri
Bulunduğu kulüp: İspanya FC Barcelona
Numarası: 10
Altyapı Kariyeri
Grandoli
Newell's Old Boys
Profesyonel Kariyeri
Yıl Kulüp Maç (gol)
2004- İspanya Barcelona 94(45)
Milli Takım Kariyeri
2005– Arjantin U20
Arjantin U23
Arjantin 007 0(6)
005 0(2)
033 (10)
Son güncelleme: 2 Ağustos 2008
FIFA U-20 Dünya Şampiyonası
Ülke Arjantin Millî Futbol Takımı
Erkekler Futbol
Altın 2005 Hollanda Takım Müsabakası

Lionel Andrés Messi, (d. 24 Haziran 1987 Rosario, Arjantin) La Liga takımı Barcelona ve Arjantin Milli Futbol Takımı’nda forma giyen futbolcudur. 1,69 m boyunda 67 kg ağırlığındaki futbolcu oyun stili,sol ayağı ve özellikleri ile Maradona’ya benzetilmektedir. Maradona da kendisi için, ”veliahtı" olduğunu belirtmiştir.[2]

Arjantin 20 Yaş Altı (U-20) Takımı

Messi’ye İspanya Milli Futbol Takımı’nda oynaması teklif edildi ancak Messi bunu reddetti ve doğduğu ülkenin milli takımı için oynamak istediğini söyledi. 2004 Haziran ayında ilk kez bir dostluk maçında, Paraguay Milli Futbol Takımı’na karşı, Arjantin 20 Yaş Altı (U-20) Takımı formasını giydi.

2005 Haziran ayında Hollanda’da düzenlenen Dünya Gençler Futbol Şampiyonası’nda Arjantin 20 Yaş Altı (U-20) Takımı’yla şampiyonluk sevincini yaşadı. Bu turnuvada attığı 6 golle turnuvanın en skorer oyuncusu seçilerek altın ayakkabı ve en iyi oyuncusu seçilerek de altın top ödüllerini aldı.


Evet olaylar bu şekilde. Şimdi bir bilene soralım

Bir bilen ben oluyorum burda...

Bana sorarsanız rengimi en baştan belli etmeden genel bir karşılaştırma yapalım. Şimdi Ronaldo adlı arkadaşın kariyeri büyük ölçüde ManU da şekillendi. İlk geldiği zamanları hatırlarsak eğer Ronaldo müthiş bileklere sahip,hızlı bir arkadaştı.
Fakat güçsüzlüğü her şekilde seziliyordu. Tabi bir futbol dehasından da öte olan Sir Alex Ferguson'un elinde şekillendikten sonra özellikle şut antremanlarıyla bacaklarını oldukça güçlendirdi. Aynı zamanda hava toplarındaki hakimiyeti üst düzeyde. 2007-2008 Manchester United ve onun yılı oldu.Premier League'de 31 gol atan bu arkadaşımız mutant sıfatını fazlasıyla hakediyor. Ronaldo'nun bu sezon (08-09) performansına ise göz atarsak geçen sezon kadar en üstte olmasada Ronaldo,Ronaldoluğunu koruyor. Özellikle yıldız futbolcu klasını yani her an gol atabilme ihtimalini Porto maçındaki dillere destan golüyle ve Arsenal maçındaki direkte patlayan topuyla bi kez daha gösterdi. Kesinlikle her taraftarın takımında görmek istediği yıldızlardan bu adam. Ronaldoya burda bir nokta koyalım ve Messi'ye geçelim.

Messi'den bahsetmek gerekirse
Messi kendisini 2005 u20'de fazlasıyla göstererek Maradona'nın veliahtı olduğunu gösterdi. Kendisi hızı ve oyun zekasıyla ön plana çıkıyor. Hani mahallelerde olurya böyle ufak tefek elemanlar vardır süper hızlıdırlar falan topu aldılar mı bırakmazlar. Messi bu cinsden bi futbolcu. Bence iyi futbolcu mu? Fazlasıyla iyi ve büyük topçu.
Messi tam bir kanat oyuncusu hem solda hem sağda gayet iyi futbolunu oynayabiliyor. Kanat oyuncusunda aranan tüm özellikler var. Hız,adam eksiltme,orta kesme hepsi..

Ronaldo ile burada ayrılıyorlar.

Evet Ronaldo'da kanat oyuncusu. Fakat Ronaldo forvette oynuyor hücuma dönük orta sahada oynuyor. Ronaldo kafa vuruyor, Ronaldo ani şut çekiyor.

Tamam Messi'de süper şutlar çekiyor. Ama Messi'den forvette ne kadar verim alabilirsiniz ki?

Ronaldo hücuma yönelik her mevkide oynayabilecek tam bir hücum makinası benim gözümde.
Messi ise dünyanın en iyi kanat oyuncusu.

Ronaldo dünyanın en iyisi.

Bu benim görüşüm fakat son Chelsea-Barca ve ManU-Arsenal maçı size fikir oluşturması açısından anlatılabilir.
Messi uzun aradan sonra ilk kez gerçekten baskı yedi. Maç boyu peşindeki Bosingwa ve arada sırada hırrlayan Essien Messi'nin 2. yarı topa deymemesine sebep oldu.

Geçen seneye gidelim. Aynısı Ronaldo'ya da yapılmıştı yarı finalde ManU-Chelsea...Bu sefer Essien ve Ashley Cole vardı.
Tabi ki zaman geçti koskoca 1 yıl.

Sonuç olarak bence Ronaldo...

Karar sizin.

*Ronaldo'nun tip ve görünüş itibariyle itici olduğunu düşünen çok insan var. Ama buna göre yargılamayalım oyununa bakalım. :)

Nedense

Karanlık gecenin tam ortasındalardı. Yürüdükleri yol ıssızdı. Sokak lambaları oldukça parlaktı. Hani yazlık yerlerde olur ya. Öyle bi parlaklık. Garip. Cırcır böcekleri de ötüyordu. Güzel bir mayıs gecesiydi. Bütün gün gezmişlerdi. Evlerine yaklaşıyorlardı.

Soldaki park ışıklarla beraber çok güzel gözüküyordu.

Bir anda ışıklar söndü ve park çok çirkin bir hal aldı. Kısa bir süre sonra ortaya iğrenç bir koku geldi. Heryer kan kokuyordu sanki.

Elini tuttu sevgilisinin. Kız korkmuştu...
Aslında o da korktu. Ama ne olursa olsun belli etmemeliydi.
Evlerine yakınlardı koşabilirlerdi...
Kız arkadaşını kolundan tutup çekti. Koşmaya başladılar. Evin kapısına doğru koşuyorlardı.

Apartman girişine 10 adım kala anahtarların bulunduğu el çantasını düşürüverdi kız.

Bir adım daha attılar anahtarların düştüğü zemin yarıldı ve anahtar içine girdi.
Ağaçlar hareketlendi...Üstlerine gelmeye başladılar.

Gök gürüldedi. Ardından kahkaha sesleri yükseldi.

"lucifer"

İnanılmaz bir yağmur bastırdı.

İki sevgili sarıldılar.
Ağaçlar artık diplerindeydi.

Sevgilisinin ellerini avcuna aldı. Tüm gücüyle sıktı.

...

Kendimi Kontrol Edemiyorum

Telefon fırlatmalar , amuda kalkmalar...
Gerginim lan ben!

Sabit Tank ve Totem

...Alayın en güçlü tankı. BFT. Blunt Force Trauma.

Savaş alanının en ortasına gelir ve durur. Bi çok tabur savaş içersinde hareketlidir. Sürekli askerler ölür.
Ölür ve ölür.
BFT ise tam ortada durur.

BFT : Keskin olmayan bir cisimle öldürücü yara verme anlamına gelir.

BFT'nin tasarımı köşesizdir. Köşeleri zımparalanmışcasına yuvarlaktır. Hiç bi şekilde BFT parçalanmaz veya yerinden oynamaz. Dimdik durur.

BFT'yi kullanan asker üzerine gelen füzeleri hissetmez bile.
BFT dayanıklılığın simgesidir.

Bu BFT komandosu Johnny Blazkowichz'in hikayesidir.

...


Johnny ter içinde uyandı. Tüm alayda inanılmaz bir hareketlilik çoktan başlamıştı bile.
Gidip silahını aldı.

"Hava pusluydu."

Savaş alanına girdi. BFT tam ortada duruyordu. Koşmaya başladı.

Ayak bileğinde bir şey hissetti. Beyni yarı yarıya akmış bir düşman askeri onu yakalamıştı. Palaskasını çıkardı ve adamın boynuna geçirdi. Ortalığa iltahap fışkırdı. Belinden smith wesson'unu çekim tam 6 el ateş etti ve koşmayı sürdürdü.

Yerler kan kırmızı değil çamurumsuydu. Düşman şarbonluydu zira.
Boynu kopan bi düşman askerinin çamurumsu kanı üzerine sıçradı.

"Koşmaya devam etti."

BFT'ye daha çok vardı.

Karşısında yarı otomatikli bir Afgan vardı. Afgan silahı üstüne doğrulttuğunda yediği upper-cut ile kaburgalarının kırıldığını farketti ve yere yığıldı. Yerdeki Afganın omuriliğine basıp BFT'ye doğru koşmaya devam etti.

Koşarken Krom kaplı sg552'yi çekti. Her zaman şans yanınızda olmazdı.
Kabuslarında saçtığı kurşunlar gibi şu an saçtığı kurşunlarda herkesin boynunu delip geçiyordu.

Altı askerin girdiği siperi farketti ve sırtındaki benzin tüpünü siperin üstüne boşaltıp çorabındaki zippoyu üstlerine gönderdi.

Af yoktu. Bu Battle X'ti.

500 metre öteden tek vuruşta 6 adam alabilen sniperlerin bulunduğu bu yerde nasıl koşabiliyordu.

BFT'nin kapısı açıldı.

Savaş bitmişti onun için.
BFT'nin füzesinin dışardakileri sağır eden sesi duyuldu. Bi kaç dakika sonra herkes ölmüştü.

Savaş alanında herşey yerle bir olmuştu.
BFT'den çıktı.

Karşısında bir totem duruyordu. 6 farklı ırktan canavarın bulunduğu o totem.
Totem birden üstüne yıkıldı.


ROUND DRAW!

Küçük ellerine

Titreyen bedenine
En sert kış yağmurlarından bile daha fazla akan göz yaşlarına
Isırdığın dudaklarına
Sinirle çatallanan sesine
ve daha başkalarına

Bugün yine seni kırdım,yırttım attım yine. Beni biliyorsun. Kendime hakim olamıyorum.
Her seferinde küçük ellerinle beni ittiriyorsun. Ama hep seni eziyorum ben...

Lanet olsun bana.

Bazen o miniminicik olduğun fotoğraflarına bakınca sana kıyamıyorum. Çok tatlısın bi bilsen.

Seni üzdüğüm için çok özür dilerim.
Haklıydın,seni kimsenin önünde üzmemeliydim.
Aslında hiç.

Beni senin kadar kimse sevmedi,sevemedi.
Sense benim her kötü tarafımı sevdin. Hepsiyle barışık olmayı öğrendin.

Neden sana kötü davranıyorum bu kadar neden sert tepkiler veriyorum.

"İnsan hep en sevdiklerine zarar verir."

Aynen öyle. Bu laf duyduğum en doğru laf. Ve seni o kadar çok seviyorumki...
Tüm nazımı sen çekiyorsun belkide bu yüzden.
Ben sana kızsamda bağırsamda senden kaçsamda peşimde ol tamam mı?

Lütfen. Sana ihtiyacım var her saniye.

18 Nisan Gecesine Bişiler

Şu an TEXIR kardeşimle (teksen) beraber dondurma yemekteyiz. Bu blogu biraz evvel kafama estiği için yazıyorum. Limp Bizkit-I'm Broke çalıyor. Bi yandan Worm ile sohpet halindeyiz. Çok cool blog girer ama ruhu çobandır.

Böyle bi gece işte. Bi gün daha silinirken ömrümüzden yataklarımıza ağzımız bi karış gülümsemeli giricez inşallah amin.


______________________________________________________________________


İlk defa bi arkadasta kalıyoruz yatılı.İyikide İsa kardeşimizde kalıyoruz şükür.Başka ellere muhtaç değiliz yani.Allah etmesin.

Rip Bro

1 Yıl oldu. Nasıl havalar orda? Manita var mı manita?

Eminim iyisin. İnan yazacağım çok fazla şey var. Ama şunu bil sensiz Buca çok tatsız.
Sensiz herşey zor.

Özledik be bilader...

Hani böyle

Kaç gün olmuş blog girmiyorum değil mi? Edebi işlemlerimi uzun süredir kağıtlara yapar oldum. Teksen kardeşimin blogunda bahsettiği üzre Kavgam'ı evirdim çevirdim adam ettim süper bi Mafya öyküsü haline getirdim. Harbi kanka 8 kişinin yaşadığı bu olayları anlattığımız hikayemiz tam gaz sürüyor. Teksen istediği bölümleri yazarken bende ağacın gövdesini tasarlıyorum haliyle. Diyeceksiniz bi P.E.Z.E.V.E.N.G.O hikayesi vardı onu askıya aldık şu dönem için. Teksenle olan hikayemiz baya uzun soluklu bir şey olacak yani cilt halinde basılması,isim değiştirilmesi,önsöz hazırlanması ve herşeyin başında PC ortamına aktarılması çok çok uzun sürecek ki hikaye o kadar fazla dallanıp budaklandı ki anlatamam sizlere. Kavgam'ı yazmak çok büyük bir zevk oldu benim için Counter Strike den vakit buldukça Kavgam'a yoğunlaşıyorum. Karakter sayısının fazlalığı demek her kişinin ayrı hikayesi olması demek. Bu da herkesin içinden yepyeni öyküler çıkmasına sebep oluyor. Yakın zamanda Kavgam'a bi kapak projemiz var bittikten sonra sizlere sunacağız. Açıkçası bomba gibi bişey bekliyor sizleri. E-Book halinde falan bi şekilde dört bir yana sunucaz bu çalışmayı. Soluksuz okuyacağınız bi yapıt oldu gerçekten. Tabi bi çok değişiklik yapıcaz bunları sebepleriyle sunarız size ama bu yapıt gizli kalsın istemiyorum açıkçası. Herkese saygı & sevgi. Daha sık blog girmeyi denerim.

*Kavgam dışında Sinirlik ve Pişmanlık Üzerine & Jerfi'nin Otobüs Yolculuğu hikayelerimi de bu hafta sonu blog'umda okuyabilirsiniz. Hepinize mutlu günler. Esen kalın.

Buca Çetesi Şiiri

Biz 3 kişiydik
Sokaklarda gezerdik
Birimiz gitti
Kaldı ikimiz
Hala sokaklarda gezeriz.

Ne Dinliyorum bu aralar

My Life Soundtrack planım var ilersi için ama bunlarda şu aralar dinlediğim şarkılar 10 tane falan aklıma gelenleri yazayım.

1-Cypress Hill-Trouble
2-Teoman-Duş
3-Papa Roach-Hollywood Whore
4-Da Poet-Lise Gömleği
5-Teoman-Ne ekmek ne de su
6-Hayko Cepkin-Bilmezsin
7-Da Poet-Rüzgar
8-The Şehinşah-Fame Peşindeki Çocuğun Dramı
9-Eminem & 50 Cent & Dr. Dre-Crack A Bottle
10-Tupac & Eminem & 50 Cent-Till I Collapse
11-Atmosphere-God Loves Ugly
12-The Game-House Of Pain
13-G Unit-Talk About Me
14-Hayko Cepkin-Ağlarsa Anam Ağlar
15-Ceza & Killa Hakan-Delight
16-Deniz Gürzumar-Esrarlı Gözler
17-Sakin-Edepsiz Komedya*
18-No1-Eteğini Kaldıran Bassline
19-258 Noise-İleri Müzik Cash Para
20-Infected Mushroom-I Wish

Bi Garip Gün

Bu dandik günü anlatmak istemiyorum. Evet yine ben kazandım.
Ama bunca şeyden sonra deydi mi bilmiyorum...
En azından olayları anneme anlattıktan sonra söyledikleri çok kötüydü.
Bana ne oluyor bilmiyorum.

Aslında ne zorum vardı ki cidden...Bıraksaydım yaptığıyla kalsaydı.

Suç benim. Kendi kendime bi zafer kazandım yine. Aferin bana.
Bugün hep kendimi övdüğüm olgunluğumun aslında hiçbişey olduğunu anladım.
Daha almam gereken çok yol var bunu farkettim.
Büyümedim ben daha...
Ama bu sondu. Kendime söz bu sondu.

Son...

Asfaltlar gibi olsun tenim, Gücenmem.

Sokaklar
Hayatımda sokak kadar bi sevgilimi sevdim. Sevgilimi daha çok sevdim. Ama sokağı da çok sevdim.
Sokak dediğimiz şey nedir?

Kimileri için işe,okula gidilen evler arası bişi...

Benim içinse garip dünyanın en garip kimliği
Sokakla 5 yaşında tanıştım ben
Mahalledeki çocuklar oynarken annemde elimden tutar beni getirirdi. Topuma vurur uzağa gidince anneme aldırırdım.
"Güvensizlik" hissi vardı
Sokağa hanginiz güvenir?
Ben sokağa güvenirim. Sen sokağa göre oynarsan sokak seni aldatmaz. Sokak sana gel en karanlık köşeme gir demez. Işıkların altından yürü de demez. Senin beynin buna yetmiyorsa sokakta barınamazsın. Kural budur.

Sokak hakkında kimse iftira da bulunamaz. Tehlikeliyse eğer tehlikelidir. Tehlikesini belli eder. Birisi sokak hakkında tehlikeli diyosa yalan değildir.

Ben sokaklarda büyüdüm. Bu bi övünç kaynağı değil. Fakat sokakta büyümeyen sizlerden daha fazla hazırım yaşamaya. Buna eminim.

Yıllarca etütlerde kalmış,bakıcılara bırakılmış,güvenli site bahçelerinde büyümüş bebeler hayata 1-0 yenik başlıyor. Bokun içine batıyor.
Kimse size sokakta uyuşturucu yada alkol yok demedi. Ama işin içine girip girmemek size kalmış.

Küçüklüğümden beri bazı şeyler görüyorum. Ama çoğuna uzaktan baktığıma yemin edebilirim. Çünkü en güvendiğim şey de olsa sokak beni de korkutuyor. Bu da beraberinde saygıyı getiriyor.

Neyse fazla felsefik konuşmayalım.

Duygusal olayım biraz,

Saat 11 olmuş yaşadığın yerin en işlek caddesindesin ama tenhalaşmış haliyle. Arka sokaklardaki bi evden kankanla çıkıyorsun. Yolda giderken baktığın maganda kılıklı tipler nasıl yusuflattırıyor seni...Farkettin dimi?

Saat akşam 9 bi kış akşamı tenha sadece arabaların geçtiği bi yoldasın. Kot farkından dolayı biraz aşşağıda kalan otoparka atlıyorsun. Karşıdan ağır aksak bi silüet görüyorsun. Yolunu değiştiriyorsun.

Öğlen 2 saat o kalabalık caddede yürüyorsun öküzün biri omzu koyuyor fırlatabileceğin en kötü bakışı fırlatıyorsun arkana.. Ama onun ki daha da kötü... Bildiğin tüm küfürleri edip yoluna devam ediyorsun.

Akşam 5 saat kışın bahara döndüğü zamanlar okul bahçesinde top oynuyorsun 3-5 tinerci okulu basıyor. Demirlerden tırmanırkenki o his...

Bi akşam vakti , güzel bi yaz akşamı.. Sokağa çıkmışsın kankanla.. Bisikletleri koyup asfalt zemine oturuyorsun. Güneş yüzünü yakıyor. Muhabbet çok güzel ama...Ensene buz gibi su deydiriyor kankan... Ağızlar gevşiyor gülüşler artıyor.

Akşam vakti internet kafeye haber geliyor...Sizi arayan adamlar kafeye gelmek üzere deli gibi fırlıyorsun sokağa tam köşeyi dönerken inşaat kumuna basıp kayıyorsun yere düştüğünde seni kaldıran kankanın eli...

Sokak bu işte...

Adrenalin ve Kankalık.

Kısacası yaşam...

P.E.Z.E.V.E.N.G.O

Engin...

İzmir'in en sert sokaklarında doğmuştu.
Hayat onun için rap müzik ve seksti. Gelin onu biraz daha yakından tanıyalım.
Engin'i bu konuda heveslendiren neydi? Kimdi?
Engin 8 yaşında bi bebeyken sokak arasında top koştururken muhteşem bi JEEP mahallelerinin çamurlu sokaklarına girdi.

Arabadan inen pimp kılıklı adam tipini Engin ilk kez görüyordu. Adamın üstünde bol kıyafetler ve parlak takılar vardı. Engin adama hayranlıkla bakarken adamın cebinden bi kutu düştü.
Engin kutuya atılıp aldı. Adama uzattığında adamın arkası dönüktü,yürümeye devam ediyordu.
Engin yazıları okumaya başladı.

Tupac Amaru Sıhakur
Al Eyes On Me

Engin topla son bi şut çekip eve depar atarak cd yi taktı.

Big Syke, Newt, Hank
Beugard, Big Sur (yeah)
Y'all know how this shit go (y'know)
{All Eyez On Me}
Motherfuckin O.G.
Roll up in the club and shit (is that right?)
{All Eyez On Me}
{All Eyez On Me}
But you know what?

All Eyez On Me!

Bu saniyelerden sonra Enginin hayatı basit olmaktan çıkacaktı. . .

Selamun Aleykuuum

Selam blog,Howdy ho.

Şimdi gözüme çarpan bişeylere dem vurucam. Millet hikaye falan yazıyor bizi ekliyor beni ekliyor falan ya.

Bende özendim bende yazıcam.

Ama bu ENGİN KIVCI'nın (eykeey PEZEVENGO)'nun hikayesi olacak.

Siyahi bir gencin yükselişi. . .

Get Rich or Die Try'n

Yani

Ya sex yap ya da yaparken öl.

JesuStyle brodaz.

Sessizlik Ritmleri

Oturdum.
Ayağa kalkıp pantolonumu düzelttim ve tekrar oturdum
Cırcır böceklerinin gece sesleri beni dinlendiriyordu
Sahilden dönen sarhoş bi çift gördüm
Gülümsedim. Ve onları izlemeye koyuldum.
Keşke yere düşseler diye aklımdan geçirdim.
Bu güzel yaz gecesinde yıldızlar...
Yıldızlar derken aklıma şu satırlar geldi.

''Şunu bilin ki Prensim, Kabaran okyanusların Atlantis'i ve onun görkemli kentlerini yutmasından hemen sonra, Dünya'da o güne kadar görülmemiş bir çağ başlamıştı. Aryas'ın oğullarının doğduğu bu çağda,Dünya üzerindeki imparatorluklar ve uygarlıklar, gökteki yıldızların mavi pırıltıları kadar dağınık fakat belirgindi.İşte bu sıralarda Kimmeryalı Conan geldi. Çelik bilekli elinden kılıcını hiç bırakmayan bu kara saçlı, şahin gözlü yiğit,tüm imparatorlukları sandallı ayağının altında çiğnemek istiyordu.''

Conan hikayelerini bodrumkatına kaldıralı yıllar olmuştu.
Keşke yeniden çıkartıp hepsini okumaya vaktim ve isteğim olsa. Aslında ikiside var ama insan yaradılışı işte garip.
Bankın sağ ayağının dibine bıraktığım birayı alıp yudumladım.
Kulağımda güzel bi tını vardı...
Bu tınıyı telefonun titreme sesi bozdu.. Tınıdan aklımda kalan "I Wish" olduğuydu.
Bi mesaj vardı... Ondan " naber napıyosun "
Ayağa kalktım "iyi canım sen?" cevabı yolladıktan sonra sahilde yürümeye devam ettim..
Telefon tekrar titredi.
"Yarın ablamla sizin oraya geliyoruz."
Birayı bi dikişte bitirip denize şutladım.
Sonra iskeleye koşup uçarcasına atladım.
Tabi telefonu iskelenin başında biryere koymayı unutmadım.
Islak ıslak banka gidip yattım. Bu gece çok çabuk geçsin diye geçirdim içimden.
Uyku bi türlü beni bulmuyordu fakat..
Kafamı yıldızlara diktim. Bitanesini seçip ona dikdik baktım.
Acaba odama mı gitsem?
Ne yapsam...
Kalktım ve tekrardan yürümeye başladım.
Yandaki otelden eğlenenlerin sesleri geliyordu. Şezlonglardan birine uzanıp onları dinlemeye başladım. Fakat sıkıldım...
Kalkıp odama gittim. Onu düşündüm...Telefon!!
İskelede unutmuştum. Can havliyle odadan çıktım ve koşmaya başladım. Ayaklarım acıyordu. Alkolün etkisiyle başım dönüyordu. Ama o ordaydı telefonum...
2 mesaj gelmişti
İsaa?
Kızlarla mısın ondan mı cevap vermiyorsun yoksa?
Bu durumu tam anlamıyla açıklamak zor olacaktı. . .

İşte tam 4.5 ay sonrasını görüyorum şimdi.

Trance


Infected Mushrooms

Bu garip grupla 3-4 gün önce tanıştım.
Damarlarınızdaki kana karışan garip bi müziği var. Cidden trance.
11 dakikalık Devil şarkısını dinlerken hiç sıkılmadan dans edebilirsiniz. Ruhunuza işliyor.
Veya sokağa çıkıp koşabilirsiniz...Mesela I Wish dinleyip yağmurda koştuğunuzu hayal etsenize. Ne kadar hoş.
Bu ritm çok farklı tam şeytan işi... Öyle garip ki anlatamam sizlere kesin dinlemeniz lazım.
www.infected-mushroom.com / Israeli Trance Band.

*Isra-Aliens :)

I Wish'in sözleri bunlarda


I wish to give, to take, to make, to check, I wanna see it happen
I want to see, to be, the one that plays the game without no fears and regrets
I want to know you, better than I know myself
I want to feel the end, and to enjoy the consequence

I'm playing the game
the one that will take me to my end
I'm waiting for the rain...
to wash who I am



I want to move, to loose, to take the grooves, and to give it all back
I want to take the time rewind, and to kick it rightfrom the start
to be unknown and all alone, lose the kind that are behind
to start a new play by myself and to give the best I have

I'm playing the game
the one that will take me to my end
I'm waiting for the rain
to wash up who I am

Rüzgar

Sahil...Sabahın ilk ışıkları dans etmeye başlamış..Ama güneş,o henüz yok.

"rüzgar tenime yorgan...bak yine rüzgar aynı tondan çalar yine rüzgar...es...üstüme hadi rüzgar...çek al götür beni de."

O taştan patikaya baktı.

"Yine aynı yerde bırak ellerimi."

Hüzün çıplak bacaklarındaki üşüme hissinden daha fazlaydı. Sırtını yasladığı ağaç..
Onların ağacı.
Ağlıyordu ama yavaşlamıştı artık göz yaşları. Hıçkırmıyordu.
Acıyorlardı..
Ayağa kalktı ve denize doğru yürüdü.
Böyle olmaz...

Taştan patikanın alt tarafı kayalıktı.
Ona vereceği ceza böyle olmalıydı.
Patikanın yükseldiği yere tırmandı. Çıplak ayaklarını taşlar kesmişti. Canı yanıyordu.

Adımı boşluğa inerken...
Kolunu birisi çekti.

O'ydu.

"Bazı gerçekler hiç değişmez."

Aşkları bir gerçekti.

Onun dönmesi mi?

Sadece bi tercih.

İsa

İsa normal insanın hayat bulmuş halidir
İsa normal insanın dövmeli olduğunu düşünür
İsa her türlü et ürününü yer
İsa sakatat sever
İsa pis olsun bizim olsun der
İsa futbolu sever.
İsa adidasa saygı duyar.
İsa natural born killers filmini hayat felsefesi olarak almak istemiş fakat vazgeçmiştir.
İsa hayatın anlamını bulmuş akabinde unutmuştur.
İsa için yatmak en güzel eylemdir. (herşekilde :D)
İsa sinemada uykusu gelen insandır.
İsa tool dinler yaptığı müziği garip bulur.
İsa dersleri sevmez.
İsa kıskançtır.
İsa türlü işlere kalkışır. birisini becerse birisi oo süpersin dese kafidir yüzü güler.
İsa herkes tarafından gülen insan olarak bilinir.
İsa mutsuz olsada mutlu taklidi yapar.
İsa sevdiklerini çok üzer.
İsa kendini manyak,garip,çılgın gibi ithamlarla ortaya atmaz. Bariz kendisidir.
İsa güvenir. Güveni giderse geri zor gelir.
İsa güvenilir biridir.
İsa yalan söyler ama muhabbetin içinde hacı benim de kuzene şöyle bişi olmuş der ve insanlar gülsün diye söyler.
İsa gülerse herkes güler.
İsa herkes içinde bi recep ivedik vardır. hepimiz ona benzer şeyler yaparız der.
İsa aynanın karşısına geçip kendini dikizler.
İsa kendi kendine şarkı söyler.
İsa blogspot sever.
İsa Siyah Beyaza aşıktır. Beşiktaşı ve Altayı sever.
İsa için hayatın anlamı sevgilisidir.
İsa gece sokakta olmayı güçlülük sayar.
İsa çocukları sever.
İsa kızlarla arkadaş olamaz. Sevgili olur.
İsa rapin hertürlüsünü dinler.
İsa fanpagelere eklenen garip fotolarla eğlenir.
İsa gözlem adamıdır.
İsa otobüse 2 ytl vermekten çekinmez.
İsa kız arkadaşının arkadaşlarını bacısı sayar. Olur olmadık yerde yanlış hareketler yaptırtmaz.
İsa az kişiyi çok sever ama harbi çok sever.
İsa hayatımdaki en garip kişi Teksendir der.
İsa hayatımdaki en normal kişi Oğuzhandır der.
İsa hayatımdaki en adam gibi kişi Alicandır der.
İsa hayatımdaki en doğaüstü kişi Kaandır der.
İsa hayatımdaki en geyik kişi Feridundur der.
İsa hayatımdaki en kanki kişi Uğurdur der.
İsa hayatımdaki en kavgacı kişi Süleymandır der.
İsa hayatımdaki en mutlu kişi Sinandır der.
İsa ben bi tek Sevdeyi sevdim der.

Bu yazı böyle biteeer. Aslında çok şey yazarım daha ama üşendim.
İyi günner.

Bir Suç Hikayesi

Life is complicated. I killed people, smuggled people, sold people. Perhaps here, things will be different.
–Niko Bellic, Grand Theft Auto IV

Sabaha karşı...
Namlunun ucu alev gibiydi.
4 saat olmuş.
Şimdi soğuk...
Kalktığında midesi boştu ağzına bi kaç bişey tıkadıktan sonra caddeye indi. Kafasını sağına çevirdiğinde 2 fahişenin konuşup,gülerek yürüdüğünü farketti. Kadın kokusu almayalı çok olmuştu.

Ama bunun sırası değildi.
Evin arkasındaki dar sokağa girdi. 96 Model bi BMW çalınmaya hazırdı. Arabanın dibine gidip dirseğiyle camını kırdı ve düz kontak yapmaya çalıştı.

"Hadi kızım..."

kıvv kıvv...Çalıştı.
Şanslıydı arabanın içinde bi paket sigara vardı. Sigarayı yakıp arabayı yola soktu.
Köprüye kadar sakin bi yolculuk vardı. Çöp arabası mahalle turunu yaparken insanlar yeni yeni işe gidiyorlardı. Güneş yavaş yavaş kendini gösteriyordu fakat soğuk devam ediyordu. Telefonunun çaldığını farketti.

-Alo
-Nerdesin?
-Yoldayım hazır ol.

Konuşma kısa olduğu kadar soğuktu da.

Köprüde gişelerde durduğunda arka koltuğa doğru baktı.
"Olamaz...bu bi AK."

5 cent ödedikten sonra yoluna devam etti. Köprü boştu. Hız vakti.
Makasta taksiye hafif sürtsede sorun yoktu...

Sonunda arkadaşının ofisindeydi...

-Naber kardeşim..
-İyiyim sen..
-İyi.

Bu kadar kısaydı tek kelimeleri arkadaşına arkayı işaret etti.
-Nerden buldun ha?
-Bilmem tanrının bize bi hediyesi.
-Öyle bişey yok aptal herif.
-Sen öyle san dostum ahaha.

Sohbet ısınmıştı. Silahlar onlara keyif veriyordu.

Arkadaşı çakısını alıp çevirmeye başladı...
Depoya geldiklerinde arabayı kapı ağzına yakın bir yere parkettiler...
Şov başlıyordu.

Ruslar 4 kişi geldiler karşılarına.
Bu pazarlık kesinlikle tutmayacaktı.

Nitekim öyle oldu dörtlü çatışmadan kaçarken diğerleri çoktan gelmişlerdi. Birisi kolonun arkasına ötekide konteynırın kenarına saklandı.

Rusların silahları güzeldi hepsinde İtalyan işi pompalılar vardı.
Ama Rusları Rus işi silahla vurmak daha keyifliydi.

AK-47'nin gücü karşısında dayanamadılar. Çoğu öldü fakat birileri sesleri duyup muhtemelen polisi aramış olacakki sirenler duyulmaya başladı.

Depodan acil çıktılar fakat çok geçti arabalarının önü polis doluydu.Ne yapmalılardı! Deniz...Tek çıkış yolu.

İkiside denize atladı ve yüzmeye başladı...

Kafasını sağına kaldırdığında yıldız yanıp sönüyordu.

*Uyandım...

GTA IV BENİ DELİRTECEK

Tool & A Perfect Circle


Garip bi müzik...
Başın döner ya yataktan kalktığında.
Uykudan uyanmışsın...
Lullaby.
Korkutucu fakat huzur verici bi ezgi,kıpırdamazsan sana zarar vermez.
Sabahları uyanamamamın sebebi...
Bu garip iki grup...
Ve tüm Tool klibi tadındaki rüyalar.
Havadaki is fakat tam zamanında ayaklarının dibinden esen rüzgar...

Tarihte Bugün

1729. Matbaa Türkiye'ye girdi. "Vankulî Lûgatı" basıldı.Türkiye'de matbaanın yerleşmesi, Katip Çelebi ve Macar asıllı İbrahim Müteferrika'nın çabalarıyla gerçekleşti.

1942. Öğrencilere sigara içme ve nişan yüzüğü takma yasağı getirildi.

1943. Almanlar Stalingrad'da yenildi.

1968. Vietkong büyük bir saldırıya geçti; Saygon'daki Amerikan elçiliği 6 saat işgal edildi.

1981. Justin Timberlake doğdu.

1993 İsa Doğdu.

1999.Barış Manço öldü.

2009 İsa 16 yaşına bastı.


-Uyarlamadır. :*

Bugün benim doğumgünüm.

Arkama baktım. 15 tane çocuk var. 16. sını aldım öptüm ve aralarına gönderdim. Şimdi 17. nin elini tutuyorum.

En güzel doğumgünlerimden birini yaşadım bu yıl. Arkadaşım,dostum dediğim tüm insanlarla (bazıları olmadı ama olsun onların yürekleri bizleydi eminim.) beraber kutladım doğumgünümü. O eğlence ortamında bile duygulandım aslında beni o kadar insan sevse bile yeter.

Yıllar geçti bisürü şey değişti hayatımda ama şöyle bakınca iyi bi insanım ve güzel bi hayat yaşamışım. Anılar kimi zaman acı ama çoğu zamanda tatlı.

Şaka maka yaşlanıyoruz haa...

Ama bi his var içimde 16 yaş harbi super sweet olacak. Sevde var bu yaşımda kesin süper olcak :D.

Nice yıllara bana (:.

Kendine İyi Bak

Kendine iyi bak
Bugün biraz üzgünüm..

Verse;
Çoğunluk herşeyi kabullenendi
Kim kimi yendi, çok mu önemli ?
Bana baksana benden sanane
Kendimi anlatamadım hiç kendime
İçim ağlar deme sakın dayan
Gözlerinin rengi yıldızlardan
Yanıma gel be pamuk prenses
Kafamın içinde paniktir her ses
Yetmedi yak bitmedi çek için
Doldu dumanı dost bildiğin için
Sen de mi iğrendin benim gibi ?
İşin içi çıkarsa hep canım cicim
Uyan rüyadan, kalk bu yataktan
Uyan rüyadan, kendine gel Can
Uyan rüyadan, bir kere baksam
Geri dönemem ben anlatamadım
Tutamayacağım her sözü ben verdim
Boşver desem de boşveremezdim
Bilirim ben sonu hep aynı
Ağrı ve boktan his bu her yerim
Deli gibi med ve cezir bu gönlümün
Hastalıklı yanı size kalsın
Git yalan olunca dön gel dediler
No.1 susunca başlayamazsın
Şimdiki dostumun adı bir hiçlik
Hep bir ağızdan "kendine iyi bak."
Her yeri sararsa hatıralarım
Herşeyi değilde kendimi yakarım
İnsanlar boş kutu gibi dostum
Tekmeledikçe be ses çıkarırlar
İçine atanlar intikam hırsı
Geçmiş kırmızı kutu kola tarzı
Uyan artık rüyadan dedi
Kimseye anlatamadım derdimi
Benim hayallerim derin bataklık
Seni de çeker içine uzak dur artık
Yağmurdan önce gelen hiç
Zaten ölmeye gelmedik mi biz ?
Sen beni boşver kendine iyi bak
Yalan be yaşayabilirsin bensiz..

No.1-Kendine İyi Bak.

_____

Doğumgünü yazısı sabaha (:

Texen ft. Jesus 93' ( our super sweet sixteen )

Teksen partinin fiziki kısmından bahsetti ayrıntılarla. Ben kimyevi kısmını anlatayım mı? Anlatayım hadi.

Bugünün bizim için özelliği değer verip davet ettiklerimizin davet etmediklerimiz gibi olup olmadıklarını öğrenmekti. Bi bakıma Teksen'in de ağzından konuşuyor olabilirim ama onunda hissettikleri aşağı yukarı bu ölçüdedir. Gelen arkadaşların hepsine çok çok teşekkür ediyorum ben. Gelemeyen ve açık sebepleri olan (bahane değil,sebep)arkadaşlarımıza da teşekkür ederiz en azından nedenleri belliydi.

Çok güzel bi gün oldu diyebilirim sabah kalkıp otobüse binmesinden pastayı almasına mekana gitmesine kadar hepsi gayet güzeldi. Yapmak isteyip de yapamadığım konuşmayı aktarayım şimdi size. O an ordaymışcasına dinleyin.

"Bugün aramızda bulunduğunuz için bizler için değerli insanlar olduğunuzu tahmin etmişsinizdir. Hepinize öncelikle teşekkürler geldiğiniz ve önemsediğiniz için. Burada bulunan arkadaşlar bu güzel günde yanımızdaysa eminim en kötü günlerimizdede yanımızda olacaktır. Bugün içimi burkan tek şey hep böyle bi organizasyonda yanımda olsun istediğim Sencer kardeşimin olmayışıdır. O da yukarıdan bizi izliyordur eminim. Son olarak bu güzel organizasyon konusunda ortak olduğum Teksen'e ve bana yaşama şevki veren Sevde'ye ve buraya geldiğiniz için hepinize tekrar tekrar teşekkürler."

:).

Hepinize çok teşekkürler iyi ki varsınız.

Otobüslerde Hayatta Kalma Rehberi


21. Yüzyıl Türkiye gençliğinin en çok kullandığı ulaşım aracı Eshot Otobüsleri.

Şimdi size bi kaç tavsiyede bulunup hayatınızı kolaylaştırmaya çalışayım.
Buraya madde madde yazmak yerine aklıma gelenleri dökeyim. Bakalım ben otobüslerde neler yapıyorum.

EN ARKANIN ÖNEMİ!
Eğer bindiğiniz otobüs orta derecede kalabalıksa yani nefes alınabiliyor fakat oturulacak yer yoksa en önemli tavsiyem en arkaya kadar yürüyün. Bu yeni model otobüslerde belinizi dayayabileceğiniz bi eğim de var rahat rahat oturursunuz. Tek dezavantajı en arkaya oturan insanlar genelde çok geç kalkarlar o yüzden oturma şansınız az olabilir.

KÖRÜK HAYAT KURTARIR!
Körükler otobüsün hayat kurtaran parçalarıdır. Çok kalabalık bi otobüste direk kendinizi körüğe yerleştirin. Hem otobüsün ortasında olduğunuzdan boşalan koltukları değerlendirebilirsiniz. Yalnız yenilerin körükleri çok kötü gerçekten hiç rahat değil.

OTOBÜSÜN GÜZERGAHINI BİLİN!
Çok kalabalık olan otobüslerde benim gibi rahat bi insansanız bunalabilir bi an evvel inmek isteyebilirsiniz. Aynı yere giden otobüslerin çoğunun güzergahı belli noktalarda birleşir. Bu güzergahları iyi bilirseniz otobüsten inip daha boş olan bir diğer otobüse binebilirsiniz. Kentkart nası olsa bedava basıyor.

BİNDİĞİM OTOBÜS NEREYE GİDİYOR?
Bindiğiniz otobüs Buca-Karşıyaka (514) gibi bir otobüsse otobüsteki insanlara iyi bakın. Yeşilderede inme ihtimali olan pale vatandaşların bulunduğu taraflara yakın olun kalkarlarsa direk oturabilirsiniz. Veya çıtır ve süslü bi kız varsa muhtemelen Karşıyaka'ya kadar yolunuz vardır o yüzden yanından uzaklaşın sonuç hüsran olur.

EN ARKA HEP İYİDİR!
Otobüs boşken hep en arkalara oturmayı tercih edin. Çünkü yervermeniz gereken yaşlı vatandaşlar genelde önde boş yer bulup otururlar. Veya önlerden biri kalkar ve ona yer verir.

YÜKSEK KOLTUKLARI DEĞİL ALÇAK KOLTUKLARI TERCİH EDİN!
Yüksek koltukların (tekerlek üstü) arkasında genelde alçak 2 koltuk olur. Her zaman tercihiniz olsunlar arkada kaybolacağınızdan insanlar sizi farketmez ve yaşlılar için potansiyel yer olmazsınız.

ODACIKLARDA YERİNİZİ ALIN.
Her otobüste koltukların ayrıldığı odacık diyebileceğimiz yerler vardır. Oraların köşelerine yerleşirseniz ayakta fakat rahat bi yolculuk sürdürebilirsiniz.

KAPILAR DA İYİDİR!
Çok kalabalık otobüslerde kapıların tutacaklarına tutunup da gidebilirsiniz. Pek rahat değildir ama akraba olmaktan iyidir. Kapıların açılıp kapandığı zamanlara dikkat ederek güzel bi yolculuk sürdürebilirsiniz.

BOŞLUKLARI YAKALAYIN!
İnsanlarımız hiçbişey bilmediği gibi otobüslerde yolculuk etmeyide bilmezler. Bu yüzden size tavsiyem arada bir şöyle kafanızı kaldırıp arkalardaki boş yerleri görmeniz. Aralardan sıyrılıp oralara ulaşabilirsiniz.

TERS KOLTUKLAR AZ TERCİH EDİLİR!
Boş otobüslerde ters koltuklara oturursanız oldukça rahat edersiniz. Çünkü çoğu insan çeşitli sebeplerle ters koltukları tercih etmezler. Eğer ters koltuk sorununuzu aşarsanız sizin yararınıza olur.

4 LÜ KOLTUKLARDAN ÇEKİNMEYİN!
İnsanlar 4lü koltuklara oturmayı pek sevmezler bu yüzden en son tercih edilir. Özellikle arkadaş grubuysanız sizi kaldırmayada çekineceklernden 4 lü koltukları tercih edin.


Benim aklıma gelen tavsiyeler bunlar eminim sizlerinde bu tip yöntemleri vardır. Umarım işinize yarar. Hepinize güvenli ve rahat yolculuklar.

Tecrübe ile sabit


6 aydır tanıdığın bi insan vardır.
Düzenlediğin bi organizasyona davet edersin. Çok uzak der gelmez.

-Çocuk neden sakat abi?
-Doğuştan.
...
-Doğuştan değil aslında.

Ohaaa

Aslında bunlar tamamen beynimde oluşturduğum önyargılar aforizmasının obsesif bir yansısı olabilir.

2 Yıl Sonra İlk Kez

2 yıl oldu bu space'yi açalı.İlk açtığımdaki heycanımı hatırlıyorumda neler yazmıştım buralara.Yazdıklarıma herşey yakıştırılabilir aslında...Çaylaklık,toyluk,kıroluk,mallık,çocukluk vs.

Bunları eklerken kendimi bir site kurmuş gibi hissediyordum her zamanki heycanımla...Bilmiyordumki kimsenin girmeyeceğini.
Kendi kendime habercilik oynuyordum işte.Sonradan blog denilen olayın bazı insanlar için günlük olarak diğer insanlar için kız tavlama aracı olarak kullanıldığını anladım.Okuyan okur bundan sonrasını okumayan okumaz...

Peki bu iki yılda ne değişti?

Şöyle açıklamam lazım.İnsanoğlu hakkında bilgi sahibi oldum.8 yılın nasıl hiçe sayılabileceğini, 6 ay boyunca 1 saat bile görüşmemenin nasıl "naber moruk" muhabbetine dönüşebileceğini.Bundan sonra belkide hiç görmeyeceğim insanlarla neler yaşadığımı düşününce 8 yılımın hiçte boş geçmediği aklıma geliyor.Aslında onlardan ayırldığım güne kadar herşeyin bitmesini çok aşırı istiyordum.Okuldan kurtulmak yeni bir hayata adım atmak.Sadece bir kaç kişiyle görüşmek.

Sonradan anladım ki yaşanılan herşey aklıma geldikçe bana çok koyuyor.

Bu aralar tek o konuda karamsarım.2 Gün sonra Uğurla,Secoyla ve daha adını sayamayacağım 30 kişiyle aynı sıralara oturamamak beni üzüyor.

Devamında ne var...Lise!

Lise hayatına başlarken arkadaşlık konusunda çok şanslı başlıyorum aslında...İlkokuldan 8 yıldır beraber olduğum bir arkadaşımla aynı sınıftayız.


Bi kaç tane daha iyi diyebileceğim arkadaşım var sanırım.Okullar başlayınca belli olcak herşey tabi...Bi tanede çok kıl olduğum insan var...


ve tekrar yineliyorum...

Geçtiğimiz 3 yıl boyunca beni gülümseten ve ağlatan herşeye ama herşeye teşekkürler.Sizler sayesinde büyüdüm ben.

ve şimdi söylüyorum...

Varacağım 4 yılın sonunda beni güldüren ve üzen herkese teşekkürler.Sizler sayesinde en iyi olucam...



İsa...

....................................

Şimdi bu yazı ne diyeceksiniz. Açıklayayım. Bu yazıyı ben 15 Eylül 2007 de yazdım. Bugün tozlu arşivlere bi üff deme günüydü benim için. Görmek istemediğim bi kaç şeyi çöpe attım falan. Ama aralarından bunu çektim çıkarttım. Benim için özel olan bi kaç şeyi de sakladım. Buyrun okuyun bakalım ailenizin İsa'sı ne kadar değişmiş.

Onla Olmak.

Onla olmak
Tam sınıfa girdiğin anda gözlerinin onu araması ama başını öne eğmek. O seni farkedene kadar utanmak. Her sabah aynı şeyi hissetmek.
Onla olmak
Elele tutuşmuşken başını eğdiğinde gözlerinde küçük bi kızın ışığını görmek. Saf ve çok güzel.
Onla olmak
Yağan yağmurda ıslanmışken yalnız olsan küfürler edeceğin durumda onla gülmek.
Onla olmak
Canı en ufak yandığında ömründen ömür gitmesi. Hemen yanına koşmak. Ağlarsa gözyaşlarını silmek,ellerini tutmak,sarılıp,öpmek.
Onla olmak
Otobüse binene kadar babandan fırça yemek pahasına beklemek.Otobüse binince arkasından bakmak.
Onla olmak
Eve gittiğinde sana mesaj attığında içinin rahatlaması.
Onla olmak
Karşıdan karşıya yalnız geçmesine izin vermemek,arabaların geldiği tarafa göre yer değiştirmek.
Onla olmak
Güldüğü zaman dünyanın en tatlı insanı olduğunu söylemek istemek ama ona dalıp gitmek.
Onla olmak
Karnı acıktığında güzel bi restoran bulup hemen götürmek.
Onla olmak
Bi iki bira içtikten sonra sürekli sarhoş musun iyi misin diye sormak.
Onla olmak
Her attığın golde onun aklına gelmesi.
Onla olmak
Gecenin bi saati ona özel bi şiir ve bunları yazmak.

...

Selam Dünyalı!!



Ve Da Poet'in yeni albümü ellerimde.

Hoşçakal

Bugün damarlarimda kan yerine ayrilik dolasiyor
Bugün ellerime ellerin yerine yalnizlik dokunuyor
Ve ask simdi cok uzakta uyuyan bir cocugun kalbidir
Ve ask simdi cok uzakta uyuyan bir cocugun kalbindedir
Bugün parmaklarima saclarin yerine sessizlik dolaniyor
Bugün bana kollarin yerine karanlik sariliyor
Ve ask simdi cok uzakta uyuyan bir cocugun kalbidir
Ve simdi bir kalbi bir bendenden ayirip gitmenin tam vaktidir
Hoscakal…

Keşke Şimdi

Keşke şimdi ölsem dedi içinden.
Keşke şimdi ölsem.
Geçmek bilmeyen hastalığından,bir türlü mutlu edemediği sevgilisinden,çok kötü olan notlarından ve bu dünyadan kurtulsam dedi.
Bir kaç saniye sonra soğuk bir his yayıldı vücudunda.
Ölmüştü.
Uyandığında tanrı olduğunu zannettiği bir adam gümüş çerçeveli bir aynaya bakıyordu.
Heryer bembeyaz bir çöl gibi uçsuz bucaksızdı. Üstünde ölmeden önceki kıyafetleri vardı. Tanrı olduğunu sandığı adamsa beyaz bi entari giymişti.
Adam ona dönüp gel yanıma dedi.
Aynaya baktığında pencerenin pervazında oturan kendisini gördü.Ölmeyi hayal ediyordu o sırada. Bi kaç saniye sonra elinde kağıtlarla kız arkadaşı geldi. Doktor raporunu gösterdi önce. İlaçlarını düzenli kullanırsa iyileşecekti!!
O da ne diğer kağıt!!
Notları beklediğinden iyiydi.!
Bu ikisinden güzel bi haber olamazdı heralde.
Ama vardı... Kız arkadaşı boynuna atladı ve herşeyin daha güzel olacağını artık kavga etmeyeceklerini söyledi.
Ağlamaya başladı.
Tanrı sandığı adam onu uzaktan seyrediyordu.
-Neden?
-Bu ayna benim yarattığım bir oyuncak...tıpkı senin gibi.

Ütopik


Şafağa 2 saat vardı.
Geniş kanatlarını açıp derinliğe atladı. Karşıdan gelen 2 oku refleksleriyle atlatıp cehennem çukuruna pike yaptı.
Cehennemdekilerin sıcak nefeslerini hissediyordu. Onlarda uzun ve yılansı dillerini ona uzatıyorlardı.
Asil bir cennet savaşçısı için çok aşağılayıcı bi durumdu.
Fakat koruması gereken bir cennet ve meleği vardı.

cehennemin duvarları şimdi parçalanıyordu.


Gümişi zırhı onu korumaya yeterdi. Taş zemine indiğinde 4 ucubenin üstüne geldiğini farketti. Beyaz ve kutsanmış çelikten kılıcını çekti.

Kara baltasını üstüne vurmak isteyen ucubunenin başını kesti.
Gümüş kılıç kanı tatmıştı.

Diğer 4 ucubeyle dans edercesine savaştı. Hepsi öldüğünde ortadaki kutsal şarap dolu kazana yöneldi. İçtiğinde tüm güç ona geçecekti.

...ama iblis
Dur.

İblis'in söylediği sözleri anlamıyordu. Elini kazana attığında boynundan bir akım geçtiğini farketti.
Kaskatı kesildi ve düştü.

kaybetmişti.
kaybetmedin!!


Bu meleğin sesiydi. Onun meleğiydi bu.

Kanatlarını kıpırdattı.

İblisin sırtı ona dönüktü.
Kılıcını çekti ve iblise sapladı.
Son bi hamleyle iblis ona son sözlerini söyledi.

Yere düştü tekrar...Gırtlağında bir sıcaklık hissetti.Tükürdüğünde kanı farketti.
Ölüyordu...

Yalvardı...lütfen gel.
Meleği ordaydı. Başını dizlerine koydu ve onu öptü.
Dudaklarındaki kanlar silinmişti.


O sabah güneş doğduğunda herkes mutluydu.
Fakat onlar çok uzaktaydılar.

Sokak Sanatı

Değdimi boyun eğdimi?
-Ceza- geldimi başın göğe erdimi?
Haram lokmaları dizdiniz boğazda kalmasın itin
Tatlı dilin önemi yok bitin
Sokaklardaki bu gerceği çekene sor
çekene zor çekene kor alev
Yandı gözler sabahlara kadar çalışan eller
Evler ekmek bekler gecekondu ve viraneler
As yedirememis bebegine üzgün anneler
Onsekiz saat mesai Üc kurusta para
Sabahlara kadar sokakta yapilan isporta
El arabasiyla kit kanaat gecim
Her türlü fatura dert hayat sert
Kim ola mert Yoo!
Siftahsiz bekleyisler,bacak yoran yokuslar
Inisler,sokakta alin teriyle para beklemekteler
Ek is cevirenler ev gecindirenler
Sokak sanati bu begenmeyenler ...


Sokak bir armoni ayni seramoni
Dinle sen dünyayi sanki yirtik ayakkabi
Geceler cok kati kalmadi hic tadi
Gece gündüz mücadele iste sokak sanatı

Bosu bosuna kosma
Hosuna gitti kus-Bakisi bakmak
yaklas tasina sadik olana asina terini katana
Savasi yaklas ta seyret
Sokaktaki mücadele benzemez seninkine
Nerede kaldi el emegi göz nuru alin teri?
Agrimakta beli sirta cuval,yasida elli
Nasirlanmis elleri helal kazanmis bu besbelli
Sirtlan akbaba cakal gibi les yiyen
Hazira konmak isteyen emek sömüren
Hortum eden-Dualar hemen gebermesi icin
Simitcinin cöpcünün vesaire vesaire
Sokaktaki sanatci ödül almaz
Hak eder ve kazanir
Kit kanaat olsada ya Sabir ya Sabir
Döküldü terler her zaman sapir sapir
Karda olsa gene soguk terler bosalir

Sokak bir armoni ayni seramoni
Dinle sen dünyayi sanki yirtik ayakkabi
Geceler çok kati kalmadi hiç tadi
Gece gündüz mücadele iste sokak sanati

Kac taksici canindan oldu para icin
Kani donmus sifirin altinda beyinler yüzünden
Bu kadar kolay mi
Kimi icin bu olay mi
Keyfi tikir olan acaba bunlari duyarmi?
Kahpeler kahpe zihniyetleriyle icimizdeler
Sabahlara kadar yirtinircasina calisap ezilen
Evine bir lokma ekmek götüren Herkez
Sanatcidir benim icin sokak icinde
Dikkat edin saygi gösterin iyi seyredin
Düsünün ve takdir edin
Ödüllendirin : Sokak sanati bu inkar etmeyin
Ezeli ve ebedi sanattir bu red etmeyin

Sokak bir armoni ayni seramoni
Dinle sen dünyayi sanki yirtik ayakkabi
Geceler cok kati kalmadi hic tadi
Gece gündüz mücadele iste sokak sanati

Psikopatlık Derecesi

Ellerini tuttum.
Kulaklarımda Goodbye My Love çalıyordu.
Sen çok mutluydun.
Bende.
O an dünya yansa heralde umursamazdık.
Öptüm seni.
Sonra ayakta durduğum yarım saat boyunca gözlerini düşündüm.
Hayat senle anlamlıydı.

Seni piskopat gibi seviyorum.

Alcatraz Connectionz

Blogumda bi albüm incelemesi olayına giricem bildiğiniz üzere rap müzik seven bi insanım. O yüzden albümleri dinlememiş olsanız bile anlatış tarzım konusunda ne eksik ne kötü onu belirtecek tarzda yorumlar yazarsanız sizi öperim. (:

Şimdi Alcatraz Connectionz Sansar Salvo'nun başında bulunduğu oluşum olan Alcatraz'ın anlaşıldığı gibi bağlantıda olduğu isimlerle yaptığı albümü. Albüm totalde 22 şarkıdan oluşuyor. Toplama bir albüm gibi.

Albüme genel bi bakış atarsak

Sözler: %78
Beatz: %80

Track 1: Rahat Ol-Sansar Salvo-Şehinşah-Telaş-Hayki

Şarkı beat bakımından değişimli ilginç bir şarkı Sansar herzamanki gibi iyi bu şarkıda. Şehinşah kısa bi verse okumuş ama bildiğimiz Şeyho herzaman iyidir. Telaş'ı iyi buldum bu şarkıda. Hayki de 4-4lük bir performans sergilemiş. Albümün önemli şarkılarından.

Track 2: Vakti Geldi-Dirty Cash
Beat gerçekten hoş üstüne güzel sözler okunabilir. Dirty Cash'in sesi çok gitmemiş bence pek beğenmedim. O beatin üstüne daha iyi okunabilirdi diye düşünüyorum. Yine de Dirty Cash kendini geliştirebilecek bi MC.

Track 3: Mankafa-E Life aka Simsar
Bu şarkının beatini de beğendim. Fakat e-life...

Track 4: Meydana-Sansar Salvo feat. Rıfat Al Zein
Sansar çok net okumuş bu şarkıda kalitesi yine belli.
"Üstümüzde Versace ile getto da geziyoruz."
Rıfat Al Zein'e gelince Almanca giren vokal fena değil bence beğendim açıkçası.

Track 5: Logaritma Kafiyeler-Pit 10 & Sansar
Türkçe rapte en sevdiğim 2 mc bu şarkıda beraber olmuş.
Ama beat çok üstte ve kayıtta bi sorun var sanki.
Beati çok sevmedim, Scratchler dışında tabii ki onlar gayet iyi. Aslında beatin oldschool bi havası var ama pek sarmadı. Pit10 da Sansar da güzel okumuş. İyi bi şarkı en azından isimler önemli.

Track 6: Mafsal-Karaktersiz Rapciler
Bu albümde en fazla dinlediğim tracklerden biri.Mafsalı önceden beri severim gerçekten iyi bi yetenek ve daha da gelişecek bence. Beat çok iyi nakarat olağanüstü iyi sözler de süper.Bu şarkı da en önemli parçalardan albümdeki.

Track 7:Gelişine Koduk-Sansar & Heja & Efsun
Sansar kısa bi verse ile girmiş. Çok beğenmedim doğrusu daha iyi yazabilirdi. Beat orta. Sansar nakaratta iyi okumuş. Heja'nın sesini beğeniyorum o da iyi okumuş sözleri de gayet iyi. Heja da çok önemli bi yetenek. Efsun'a gelince bi ses artması falan oluyo çözemedim ama iyi sayılır.

Track 8: Derdim Var- Drainoff & 9.C.C aka Recai
Beati çok çok hoş bi şarkı. 9.C.C zaten herkesin saygı duyduğu oldskool bi kişi kalitesi de belli. Drainoff da çok iyi okumuş bu şarkıda. Bence güzel bir şarkı yani klasik olmasada belli zamanlarda dinlenecek bi şarkı.

Track 9:Full As-Sansar Salvo-Dervizz-Heja
İsmiyle dikkatimi çekmişti bu şarkı. Sansar yine ilk giriyo ve şarkıyı bitiriyor. Sansar artık sonradan girsin şarkılara :). "ve taşoda beybi deme modası geçti..."
Dervizz Almanca söylemiş sanırım pek yorum yapamıyorum o yüzden. Heja iyi okumuş iyi yazmış. Heja'dan çok şey bekliyorum.

Track10:Beni İyi Tanı-Heja feat. Kily
Şarkı kayıt kalitesi olarak üst düzey mixler çok iyi yapılmış. Heja güzel giriyor ve güzel devam ediyor güzel okumuş bence. Nakarat da hoş olmuş. Kily Fransızca okuyo sanırım o konuda pek konuşamıyorum.

Track11:Esmeralda İçin Kambur Akımı-SansarSalvo&Mafsal&Newada&Rapozof&NeşetKılıç&DirtyCash&SoğukDenge&Fieber
Sultanaya 8 kişi tecavüz etseler ( Teksen :) ) daha iyi olurdu heralde. En önemli tracklerden kesinlikle dinleyin her mc 4-4lük özellikle Sansar ve Rapozof.

Track12:Pankçıların Yediği ve Rakçıların Sevdiği-Mafsal
Aha bu süper şarkı. Mafsal güzel yazmış.Dinleyin,dinletin.

Track13:Savaş Var-Önder Şahin & Sansar Salvo
Önder en sevdiğim rapcilerden biridir çok sağlam bi stili var bence. Sansar'da nakaratta ve okuduğu verse'de çok sağlam olmuş. Savaşın kasvetini yansıtıyorlar direk.İsrailin Filistine girdiği bugünlerde hoş bi şarkı.

Track14:Gözlerimin İçinde-Sansar Salvo
Sansar'ın en güzel şarkısı bu şarkı.Sansar bu şarkı hakkında şunları söylüyor:
"Hastanede kaldığım sürece yaşadıklarımı anlattım o şarkıda. Kim tarafından yayıldı bilmiyorum ben 2. albümüme saklayacaktım. Hiç hoş değil benim güvenimin bu şekilde sarsılması artık birçok insanla unreleased şarkılarımı paylaşmayacağım. Hastaneye ilk girdiğimde kolunda serumla gezen kokain i bırakmaya çalışan bir hastayla tanışmıştım onu anlattım biraz. Şoklar uyuşturucu bağımlıları ve ağır hastaların kaldığı kapalı bölümde veriliyordu ben açıkta kalıyordum şok için oraya gidiyordum ilk şoka girdikten sonra çıktığımda sarsılmıştım ve gözlerim dolmuştu bu normalmiş ilk seferde. Bir abiyle odasına gittik bana biraz nasihat verdi moralimi düzeltti o uzun süredir tedavideymiş ve o gün çıkacakmış Sorunu eroin... Onun içinde bir iki satır yazdım çok özeldir o şarkı. Umarım o da dinler. "

Track15:Zihin-Heja & Telaş
Fena bi track değil. Nakaratı ağza pelesenk oluyor.

Track16:Katil Olmak İçin Güzel Bir Gün-Pit10
Pit10 çok iyi yazmış sözler ve beat çok uyumlu. Albümün güzel parçalarından,Pit10 farkı çok belirgin. Kayıt kalitesi de iyi baya. Nakarat da çok hoş.

Track17:Gönderilmemiş Mektuplar-Sansar Salvo & Pit10
Çok çok güzel bir şarkı Sansar'ın Olympostan ayrıldığı döneme falan bir açıklama getiriyor. Pit10 ve Sansar gerçekten güzel yazmışlar ve hoş bi şarkıya imza atmışlar.

Track 18: Kazandığımız Dostluk Olsun-Günah feat. Terror Eastanbul
2 İsimden güzel bi şarkı çıkmış hoş bi track.

Track19: Sensiz Anlamsızım-Rahdan & Medusa & Onat
Sevmedim,Rahdan'ı çok sevmiyorum. Medusa iyi diyebiliriz. Onat da idare eder.

Track20: Yatılı-Sansar Salvo & Defkhan & Erk.Man
Baştaki Skit çok sağlam. Sansar yine iyi girmiş şarkıya. Sansar kariyerinin zirvesinde şuan bana göre. Beat çok güzel. Defkhan ve Erkman da iyi okumuş Defkhanın ses tonu oldukça yerinde bozmaz umarım. Erkman'ı daha önce hiç duymamıştım fakat onu da beğendim yetenekli bi isim.

Track21: Herşey Zamanla-Günah & Dirtycash
Genç isimler çalışmaları gerek bu şevkle devam ederler umarım. Kötü bi şarkı değil.

Track22: Duygusal Olmaya Gerek Yok-Sansar Salvo & Şehinşah
Albüme güzel bi bitiriş. Sansar süper yazmış ve okumuş. Şehinşah değişik bi stilde okumuş fakat beate gitmiş ben beğendim.

We Are The Champions

Bugün uzun süredir yaşadığım en "garip" gün.
Bugün güzel bi gün.
0 dan başlayayım.
Sabah kalktım ve okula geldim.
Bi sürü sınavın sonucunu öğrendim. Hayatımı dönem dönem bok eden matematikteki problemimi artık çözmüştüm. İnan bana blog çok genel yazıyorum.
Daha sonra süper bir beden yaptık.
Takımda en sevdiğim arkadaşlarım vardı
Teko,Oğuzhan ve Alican KODUUK KODUUK!
Hentbol takımımın bi elemanıyım artık,herkes beni çok seviyo.
Son olarak bi dersaneden iyi bi indirimler kazandıımı örendm :).


I live with my beertube. Drink it foreeva.

Çek Kılıcını!


Karanlık.
Ne kadar boğarsa seni boğsun.
Senin kılıcın dudaklarından dökülecek 3-5 mısra.
Aynı nakaratı 3-5 kez tekrarlayıp yorganını başına çek.
Ok...Relax.
"Onun aslında orda olmadığını bilirsen korkmadan hareket edebilirsin."
Oraya git. Bana güven o orda değil.
İstersen eline en sevmediğin bibloyu da alabilirsin.
Var olduğunu zannettiğin şeye vurmak için.
En kötü ihtimal arkana doğru sallıyacaksın bi kere :).
Korkma yok orda hiç bişey.

Şimdi yatağına dön.

Mutlu ol. Kısa süre sonra bunlarda geçecek. Geçmezse kılıcını al benden. Sırtsırta savaşalım.

Götürün Buralardan

Götür Buralardan (feat Deniz)

Verse 1;

Bi gece çikip gelebilirim kendini koru kadin
Herseye böyle basliyorum gün geldimi unutalim
Sabah 6'da ilk minibüsle evine gitmek zor adamim
Bu takdiridir yaratanin her gün elimi yikatanin
Yillarca underground rap bedava rap
Birde üstüne duyulan bunca nefret
Biseyler yapmam ve savasmam gerekiyo
Çünkü annem hayiri cevap olarak kabul etmiyo
Hayata basliyorum haydi bakalim hayirlisi
Kendi evim sokaklarin en bayirlisinda olsun
Rapçi forsu bi yere kadar her mekanda toysun
Konusu dahi olmayan sarkilar hayati anlatir
Tehlikeler atlatirsin çeteci rapçi imajinla
Bende yasamak istiyorum 10 arabayla garajimda
Silahlar patlayabilir ceza evinde tanidik çok
Beynimde bi seytan var yesil gözlü bicirik yok

Nakarat [Deniz] ;
Bu güne kadar yaptiklarimdan
Hiç bi karsilik alamadim ama
Bunaldim artik sikiltigim yeter
Düsünmekten her günüm dert keder
Istemiyorum anne beni al yanina
Sarmala koru eskisi gibi
Tut elimi götür beni buralardan
Yoruldum ben bunca olanlardan

Verse 2 ;

Malcolm X ve Ugur Mumcu ayni örgüt vurdurdu
Bi gün sira bana gelirse diye silahimi doldurdum
Kostururken gördüklerin hayallerini yikabilir
Ciger verdigin kediler cigersiz çikabilir
Rahatta patlar aptal sikintidan insan alttan
Al lan tantanayla hantal hatunuyla Tarkan
Patakla paydar olma pompaliyla oyna boyna
Zorda kaldiginda koyna giren hatununda aynada
Bu torbada hiphop ve zehir iki dumanda bitirir
Ben rap yapmaya çalisan 12 yasinda bitirimdim
Birikimli az buçuk ailem yani aç kalmam
Para için bi bok yapmadim zaten param var
Nazim'lar Ahmet'ler asildi Deniz'ler
Siyasal dönemler 68'ler
Benimse eski günlerim var geriye gelmeyen
Bi çok orospu taniyorum parayla vermeyen

Nakarat

Bişeyler karaladım.

Sabahın ilk ışıkları.
Jaluziden içeri sızan ışıklar.
Ne kadarda keyifliler.
Ama uyuması gerekiyor.
kalkıp haşince jaluziyi kapattı.
Lanet güneş,uykumu böldü.
Ona acıdım.
Güneşi tükürüp söndürebileceğine inanıyor.
Yinede o iyi biri.
Yarım saat sonra kalkacak.Elini yüzünü yıkamadan dışarı çıkacak.
...

Lanet çapaklar gözümü köredecekler.
Yüzünü yıkasan ne olurdu ki?
Nerde bu anahtar
Çantanı bi kere düzenlemedin.
Hep içinden geçirirdin.
Bi gün düzenleyeyim diye.
Bi kere yapmadın.
İşte burda...
kıvv,kıvvv...
Bi kere de "bikerede" çalış be
Kafiyeni yerim senin.
...

Araba yolda hızlıca ilerliyor.
Tam 15 dakika geç kaldım. Bu son umudumdu. Lanet olsun daha hızlı.
Son umudun birazdan lanetlenecek çocuğum.
Hadi...ha...
Çok çile çektin. Bu kadar yeter.


ve hızlı bir şekilde uzaklaştı başka kaderleri yazmak için.

Beynimde bi şeytan var kara gözlü bıcırık yok.

Aaaah bitti bi hafta daha
Cumaları seviyorum.
Tembellik günleri.
Son haftalarda aldığım en güzel haber Da Poet'in yeni albümü oldu. 9 gün sonra ellerimde inşallah.
"Selam Dünyalı"
Kişilik olarak ve müzik olarak Türkçe Rap'in en kral adamıdır.Rap'i saygıyı %500 hakeder,sahnede agresiftir fakat o sahneden indikten sonra bende sizden biriyim havasını öyle verir ki abi diyip sarılasınız gelir.Öyle iyi öyle kral adamdır.Kendisinin yarısı kadar iş yapmayan lirik yazamayan adamlar gibi "hadi çek yaea" demez.

DP'ye övgülerimi ilettikten sonra birşeyler daha yazmak istiyorum ama yazacak birşey yok pek.

Hayat iyi.

Baya iyi lan.

Yanımda süper bişi var öyle böyle değil.

Kıpırınk kıpırınk oluyorum onla beraberken.

Ve düşünüdüm bunca tembelliğime rağmen iyiyim lan.
Allah'ım bana bi çalışma şevki ver ama öyle bi zamanda verki tam gerekli olduu zaman ver ne olur bak.

"Ruhuum doymaaaz,geceler kalmış üstümdee,gönlün olmaaz,korkmaaaaa"
"Sevgin dolmaaz denesende bile bilee ömrüm olmaaz korkmaaa,Korkmaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaağğğğğğğğ"

Bunun dışında kardeşlerim yine benle biz hergece bualemde.

Bu arada gs ye kaybetti Altayımız. Ama üzülmeyin olm bu sene çıkınca seneye kocaz gayseye.

Sizleri seviyorum hayatımın nadide dakikaları.

Odam Dar.

Bugün bazı şeylerin farkına vardım.
İçim dehşet sıkkın.
Hayatımda tek negatif şey var.
Not hayatım sikişlerde.
Artık yeter.
Çalışmalıyım.


"Odam dar tam 3.5 metre kare nerde bu bok yok hiç bi çare...ha haa herşey mümkün genç yeter ki iste...!!!!!

Yiea....Sahtoman & Sansi-Odam Dar!

Herkesin içinde yalnız olmak

Bugün yapayalnızdım.
Herkes geçmişinde kaybolurken
Ben olmayan geçmişime ağladım.
Herkes deliler gibi koşarken

Bugün yapayalnızdım
Sadece yanımda o var derken.
O da gitti.
Belkide hayal edemeyeceğim kadar erken.

Bugün yapayalnızdım
Soğuk sokaklar için herkesin içinde yanan bi ateşi vardı
Benim içimde soğuğun kristalleşmiş yumruğu
Bugün kalbim durdu.

Bugün yapayalnızdım.
Donuk baktım herkese,sesim soğuktu.
Geçmişe dönüp baktığımda.
Ağlamak istiyorum boşluğa.

Bugün yapayalnızdım.
Ama üzülmüyorum yalnızlığıma
Tek yaşıyorum.
Tek ölücem.